Şimdi bitti kitap. Çok güzeldi be. Akıcı, eğlenceli, sevimli ve güzel! Aslında bir çırpıda bitecek bi kitap gerçekten. Sadece benim koşturmacamdan birkaç gün sürdü okumam. Ama sonra tam anlamıyla başına oturunca bitiverdi.
Hikayeden bol bol alıntılar paylaştım kitaptan. Bir ara kitabı komple paylaşmayı düşünmedim değil hani. 😂 O kadar çok eğlendim ki! İyiki okumuşum diyorum.
Bu aralar acayip gerginim düğün telaşı derken Aşk Tatili ise ilaç gibi geldi. Sık sık kahkahalar ve kıkırdamalar eşlik etti kitaba. Okuyun yahu bu güzelliği. Tam yaz kitabı. Pişman olmazsınız asla. 💃💕
Kitap tam filmlik aslında ya. Yapım şirketlerine bastırıp filmi yapılmalı. Sahneler çok rahat gözümde canlanabiliyor. Hele o sonu! 😂 Azra'nın görüşü falan. Ay tam bir curcuna eğlence bol kahkaha eşlik ederdi film olsa. Sahne kesmeye bile gerek kalmaz. Kısacık zaten. 😍
“Ben Azra Birgen. Yirmi dokuz buçuk yaşındayım. Son derece prensipli bir insan olduğum için, bugüne kadar adımın ve soyadımın hakkını vererek yaşadım. Yani, adım gibi el değmemiş bakire kız, delinmemiş inci, ayak basılmamış kum; soyadım gibi yalnız ve yalnızlığa alışkın bir genç kız olarak hayatıma devam ettim. Birkaç küçük ilişki dışında da hayatımın erkeğini henüz bulabilmiş değilim. Sanırım Allah benim belamı verdi.”
Hiç mi yüzü gülmeyecek bu kızın? Talihi hiç mi dönmeyecek? Hiç mi umut yok, doktor bey? Olmaz mı?! Tabii ki de var. Çok sevdiği anneannesi ne güne duruyor? Onun sayesinde Azra gemiyle Yunan Adaları’nı gezecek.
Tatil gibi tatil be! Tek sorun, gemideki yolcuların yaş ortalamasının seksen civarında olması. Neyse ki henüz üç dakikadır tanıdığı bir Yunan teyzenin lafına inanıp da gemiden inebilecek şuursuzlukta biri değil Azra. Hayatta yapmaz öyle şeyler. Yoksa yapar mı?
Belki de elinde bir telefon numarasıyla Selanik’te gemiden iner ve hayatının aşkıyla karşılaşır kim bilir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder