Tür: New Adult, Romance, Contemporary
Goodreads Puanı: 4.26
Orijinal Adı: The Opportunist
Sayfa Sayısı: 316
Baskı Yılı: 2013
Çeviri: Meltem Türkmen
Yayınevi: Aspendos Yayınları
Kalbini sadece bir kez verebilirsin; ondan sonraki her şey ilk aşkının peşinden gelir.
Her fırsattan istifade etmesiyle bilinen sivri dilli Olivia Kaspen, akılsızca çekip gitmesine izin verdiği eski erkek arkadaşı Caleb Drake ile şans eseri karşılaşınca kendisini ilk aşkıyla ikinci bir şans isterken bulur.
Caleb'ın hafızasını kaybettiğini öğrenen Olivia, onu geri kazanmak için ne kadar ileri gidebileceğine karar vermelidir. Ancak gerçek kimliğini ve kötü geçmişlerini gizli tutmaya çalışan Olivia'nın en büyük engeli Caleb'ın kurnaz yeni kız arkadaşı, Leah Smith'tir.
Böylece bu iki hırslı kadın arasında kendilerini hatırlamayan bir adamı elde etmek için girdikleri vahşi bir mücadele başlar. Ama çok geçmeden Olivia, bir zamanlar kendisinin olanı almak için savaşırken yalanlarının sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalır.
Peki, aşk her şeyi affeder mi?
Blogumla bir süredir ilgilenmiyorum ama bu seferki sebebim ne tembellik ne can sıkıntısı ne de üşengeçlik. ^^ -Önceki iki manga yorumuna aldanmayın, onlardan birini haftalar önce hazırlamıştım, diğerinin yorumunu da ablamda boş boş otururken hazırladım. Blogger'ın android uygulaması sağ olsun güncel tutabildim azda olsa blogu. :)- İkinci kez teyze oldum ve günlerim bebeğimizle ilgilenmekle geçtiği için bloga giremedim. Boş vaktim oldursa da kitap okuyayım bari dedim ve aldığım kitaplarımdan bir kaçını yanımda götürdüm. Vakit buldukça birer ikişer sayfada olsa ilerledim. Yinede bir iki günde mi ne bitti yani düşünün. Gerçi bunda kitabın büyük etkisi var. O kadar güzeldi ki bulduğum her boş anı kitabı okumakla geçirdim.
Fırsatçı kitabını okumayı erteledikçe ertelemiştim. Lanet aklım niye ertelediysem... Popüler olan her kitabı beğenmediğim için yanaşmak istememiştim. Ön yargıyla yaklaşıp kesin ben beğenmem diyordum ya demez olaydım. Netsiz geçen günlerin ilacı gibi geldi bana. Aslında şimdi oturup düşününce de iyikide ertelemişim okumayı diyorum. Yoksa boş boş ne yapardım ben günlerce. :)
Kitapta bir aşk üçgeni var ama sormayın nasıl bir aşk üçgeni. Böylesini hiç okumadığınıza kesin garanti verebilirim. Tabii İngilizce kitap okumuyorsanız. :) Alışık olduğumuz bir kadın iki erkek arasında geçen aşktan ziyade, bir erkek ve iki kadın var bu sefer. Ben kadın karakterlerin her ikisini de sevmedim. Ama tercih yapacak olursam Olivia derim kesinlikle. Gerçi araya yeni birini –mesela ben! :D- sıkıştıracak olursa yazar o zaman kesin üçüncüyü seçerim. :D
O kadar sevmedik dedik hemen neden sevmediğimizi açıklayalım kısaca. Bir kere bu kadın aptal. Bildiğin aptal hani. Öyle saf falan değil. Aklından sorunları var. Olmasa gül gibi çocuğu senelerce niye oyalasın. Niye güvenmesin. Bir insan hem birini sevip –öyle basit bir sevgi değil yanlış anlaşılmasın, saplantılı bir aşk bunların ki- hem de nasıl güvenmez ki ona? Güvenmediği yetmezmiş gibi birde babasıyla karşılaştırdı ya gül gibi çocuğu elime silah verseniz kafasını uçururdum yeminle kadının. Öyle deli etti beni. İlişkide sürekli bir yalan, sürekli gizli saklı işler... Bir bencil bir bencil ki aman aman. Öylesi düşman başına. Seviyorsan adam gibi sev kızım. İşkence etmesene adama. Yazık yani günah valla.
Caleb ise... nasıl denir. Şöyle kadınların tam kalbinden kopup gelmiş bir karakter. Bizim o hayallerimizi süsleyen prensler var ya, tam onlardan işte. Böylesi zor bulunan erkeği bulmuşta beğenmiyor hanımefendi. Değerini bilen biri çıktı sonunda adamın dedim ama oda ayrı bir -affedersiniz ama- kaltak yani. Neyse ayhh o kadını aklıma getirip sinir sistemimi iyice bozmak istemiyorum. Zaten onun hikayesi ikinci kitapta anlatılıyor. Gerçi Caleb’da arada birkaç hata yaptı yapmasına ama hem de en uyuz olduğum durumlardan biriydi, yine de sevmemezlik yapamadım adamı. Belki Caleb yerine başka bir karakter olmuş olsaydı anında soğurdum. Yazarı da tebrik etmek lazım. Zor beğenen beni bile aşık etti kitabına,Caleb’a.
Valla cuk oturdu aklımdaki Caleb'a aahh ahhh. :) |
Tehlikeli Kızıl'ın yorumunu göremeyince okumadın sandım ama okumuşsun.Şu an Fırsatçı'yı okuyorum. :D
YanıtlaSilBen Olivia'yı sevdim ve onu sevdiğim için şu an Leah'tan nedensiz yere nefret ediyorum,sırf Olivia için. :P
Tehlikeli Kızılı okumadan direkt Hırsız'a geçmeyi düşünüyorum.Sence okumalıyım o kitabı? :))
Bende Olivia'nın salaklıklarına sinir olmadı değil. Hele ayrılmalarına sebep olan şey beni öyle sinir etti ki. Aslında sonundan dolayı sinir oldum okumayacaktım. Ama Hırsız'ı biraz karıştırdım ve okumaya karar verdim. *-* Benim hiç karşılaşmadığım bir konusu vardı. Ve yazarın yazım tarzını gerçekten beğendim. En yakın zamanda Siyah Damar'ı almayı da planlıyorum. Ellerine sağlık. Çok güzel bir yorum olmuş ablacım. :*
YanıtlaSilKlişelerden uzak bir yazar arıyorsan kesinlike Tarryn Fisher'ın kitaplarının hepsini okuyabilirsin. :) Siyah Damar'da çok fena bi kitap. Yazar çok acımasız. :)
Sil