Goodreads Puanı: 4,03
Orijinal Adı: Mud Vein
Sayfa Sayısı: 344
Baskı Yılı: 2014
Çeviri: Merve Altıparmak
Yayınevi: Aspendos Yayınları
Münzevi yazar Senna Richards otuz üçüncü yaş gününün sabahına uyandığında her şey değişmiştir. Kendisini elektrikli tel örgülerin ardındaki bir kafese tıkılmış ve karların ortasındaki bir eve kilitlenmiş olarak bulan Sennanın, neden kaçırıldığını öğrenmek için kendisine bırakılan ipuçlarını takip etmekten başka şansı yoktur. Özgürlüğünü geri istiyorsa, dönüp geçmişine bakmak zorundadır. Fakat geçmişi aslında hâlâ hayattadır... Ve onu kaçıran kişi de bulunacak gibi değildir. Kurtuluşu pamuk ipliğine bağlı olan Senna, kısa zaman içinde tüm bunların bir oyun olduğunun fark edecektir. Hem de çok tehlikeli bir oyun. Ve sadece gerçek onu serbest bırakabilir.
Bu kadının psikopat bir tarafı var. Dünyaya bakış açısında karanlık bişeyler var. Bana kalırsa, hayatının hiç bir döneminde etrafa pembe bakışlar saçamamış. Ya da denemiş ama birileri karşısına çıkıp gözlerini oymaya falan kalkmış. Kalemi ve tarzı çok sert. Fırsatçı serisinden bile daha keskindi bu romanı. Senna karakteri ise bana sürekli yazarı çağrıştırdı. Yazar sanki kendinden bişeyler katmış gibiydi karaktere. Belki de ruhunun bir parçasını. Bunu özellikle, Senna'nın yazdığı karakterlerinden bahsettiği bir paragraf vardı. O bölümde hissettim.
Kitabın kurgusu mükemmeldi. Ne denir ki yani? Tarryn Fisher'ın elinden çıkma bir roman. Sonu başı ortası her bir sahnesi insanı bozguna uğratıyor. Ne ana karakterine ne de yan karakterlerine hiç birine acımıyor. Kesiyor, biçiyor, onları oyun hamuru yoğurur gibi yoğuruyor. Kadının tarzını bildiğim içinde hep bir şüpheyle okudum kitabı itiraf ediyorum. Nereden ne çıkacağını bilemedim. Çünkü bilemiyorsunuz inanın bana. Tahmin yürütemiyorsunuz. Kitap boyunca, Doktor'dan hep şüphe ettim. Ne zaman foyası ortaya çıkacak falan diye bekledim ama boşuna beklemişim.
Cumartesi günü İzmir'in altını üstünü getirmem gerekiyordu ve ilk defa bir kitabı evden çıkarken yanıma aldım. Dayanamadım evde bırakmaya. Çantamda ezilir büzülür diye bile düşünemedim. Eshot'ta ayakta dururken, otobüs bir o yana bir bu yana sallanır vaziyette, oturduğum yerden bile tek kelime okusam midesi alt üst olan ben, o halde okuyabildiğim kadar okumaya çalıştım. Sonrasında hasta oldum tabii. Kendime gelemedim hala. Ama yine de elimden bırakmadım. Bırakamadım.
Kitabın eksik bulduğum bir yanı var. Ama kitabı tamamlayan da o eksik parça. Hatta tüm kitap onun üzerine inşa edilmiş. Yinede 1 puan kırmamdaki en büyük etken de o. Karakter çok hissizdi. Aşırı derecede. Uyuşuk ve hissiz. Ne korkusu ne heyecanı ne sevinci vardı. Her şeye karşı nötrdü. Bende yaşamımın bir çok bölümünü aynı nötrlükle geçiriyorum. Hissedemiyorum. Hayatım boyunca en dolu dolu duyguları yaşadığım anlar hep nişanlımla. İkincisi ise kitap okumak. Kitap okumayı sevmemin en temel sebebi de budur aslında. Başkalarının yaşadıklarını okuyarak bir şeyler hissedebilmek. Acı, üzüntü, heyecan, korku... Ama işte yazarın biri böyle ruhsuz karakterler yaratınca bende ne yapacağımı bilemiyorum. :D O yüzden sıkılarak okuduğum paragraflar olmadı değil hani.
Sonuç bölümüne girip yazıyı bir toparlayalım artık. Evet kitabı sevdim. Evet kurgusu mükemmeldi. Evet hayatımda ilk defa böylesi bi suç -? mu denir acaba, bu türe yakın olmadığım için bilemiyorum ya da gizem mi demeli gerilim?- romanı okumuş oldum. Ve beğendim. -Aslında suç veya aşk diye kategorize edemiyorum. En uygunu 'dark' demek sanki.- Evet sonu benim istediğim gibi bitmediği için yine yazara lanetler yağdırdım. Ve evet, yazar hala favori yazarlarımdan ve tüm kitaplarını herkese şiddetle tavsiye ediyorum.
Selamlar, yazar benim de favori yazar listemde ve bu kitabı çok merak ediyordum. Yorumsa iyice meraklandırdı işin açığı :))
YanıtlaSilOkumalısın kesinlikle. Birde yazarı seviyorsan ekstra çikolata soslu dondurma gibi bayıla bayıla okursun. :))
SilKitap okumayan kardeşim bile kapağına hayran kalıp okumaya başladı ve 3 günde bitirdi kitabı. Sonra da abla bana bu tarzda kitap öner diye kitaplarımı kurcalamaya başladı *-* İşte Tarryn Fisher farkı :D Ben henüz okuyamadım :( Ve ben de arabada asla kitap okuyamam hemen migrenim tutuyor..
YanıtlaSilİnsanın hayatında belli başlı yazarlar oluyor ya hani kitap okumayı sevdiren... Tarryn Fisher'da gerçekten onlardan biri. Alışılmamış bir tarzı var.
SilArabada otobüste yürürken kitap okumak. :) Çok özeniyorum okuyanlara. Cumartesi günü baya zorladım kendimi belki alışırım diye ama nafile. :( Okuyamıyorum lanet olsun. :(
Dün d&r da oturdum başını okudum ve aşırı meraklandım ama alamadım :D . Yazar ise kesinlikle en sevdiğim yazar. Aspendos yazarı bence sürekli takip etmeli
YanıtlaSilBana kalırsa Aspendos'un en başarılı yazarı. Şuan bildiğim kadarıyla basılı başka kitabı yok. Never Never ve Marrow'un çıkmasını bekleyeceğiz ne yazık ki. :(
Silİlk seri beni mahvetmişti yani resmen sürüm sürüm sürünmüştüm :))))) bu kitabı da merak ediyorum ama kadındaki insafsızlığı bildiğim için serinin tüm kitapları çıkınca okumaya başlarım diye düşünüyorum...yoksa valla bir daha ki kitabı bekleyene kadar bir yerden atlarım diye korkuyorum
YanıtlaSilBu kitap seri değil. Gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz. :)
SilGerçekten mi? ben bir yerde seri olduğunu okumuştum diye hatırlıyorum ama neyse artık başlayacağız, teşekkürler ;)
SilYazarın hiçbir kitabını okumadım daha önce ama farklı kalemlerden okumak istediğimden benim için iyi oldu yorumun. Seri olmadığını da öğrendiğime göre rahatça okuyabilirim :)
YanıtlaSilDiğer serisinide kesinlikle okumalısın. Okuduğun tüm aşk romanlarını sallar geçer inan bana. Kadının kalemi o kadar farklı ki. Daha önce hiç böyle bi kitap okumadım ben diyebilirsin rahatlıkla. :)
SilKristal, ben sen bu kitabı çıktığı ilk gün alırsın ve ertesi günde yorum gelir diye bekliyordum. :D Bu kitabı bende merak ediyorum. Ayrıca seri de değil, malum Fisher'ın sonları çok acımasız oluyor. :)
YanıtlaSilÇok istedim ama sınav haftamdaydım. O yüzden uzak durdum. :D
SilMiminiz var :)
YanıtlaSil