Goodreads Puanı: 3.89
Orijinal Adı: The Light Fantastic
Sayfa Sayısı: 240
Baskı Yılı: 2015
Çeviri: Niran Elçi
Yayınevi: DeliDolu Kitap
“Octavo odayı donuk, kasvetli bir ışıkla dolduruyordu; aslında, tam olarak ışık değil, ışığın tam tersiydi. Karanlık, ışığın tersi değil, yalnızca ışığın yokluğudur. Kitaptan yayılan şey karanlığın diğer ucunda olan ışıktı: fantastik ışık.”
DiskDünya’nın kenarından düşmek üzere bıraktığımız sakar sihirbaz Rincewind ile tehlikeyi fark etme yeteneği sıfırın altında olan İkiçiçek, kendilerini bir şekilde yeniden dünyanın üzerinde bulurlar. Ancak kıyamet alameti uğursuz bir kızıl yıldız DiskDünya’ya çarpmak üzere ve Sekiz Büyü mezhebinin adamları bu çarpışmayı önlemek için Rincewind’in kafasındaki Sihir’in peşinde…
Mizah dâhisi Terry Pratchett’ın milyonlarca satan DiskDünya dizisi, Büyünün Rengi’nden sonra Fantastik Işık’la devam ediyor.
“İnanılmaz yetenekli bir hicivci.”
- The Times
Çok geç bitirdim Fantastik Işık'ı. Bilerek ama. Her akşam yatmadan önce bi 20 sayfa 10 sayfa falan okudum. Kitaba kendimi kaptırdığımı fark ettiğim an hemen yatıp uyumaya çalıştım. Bitsin istemiyordum çünkü. Ara ara ablamdan azar işittim kızım uyumaya çalışıyoruz şurada kıkırdayıp durmasana diye. Elimde değildi ne yapabilirim ki? :)
Disk Dünya serisinin içeriğine az da olsa ilk kitabın yorumunda değinmiştim. O yüzden bir daha anlatmayacağım Disk Dünya nedir? Nasıl bir evrende geçmektedir hikâye vs. diye. Daha fazlasını merak ediyorsanız kitabı alın okuyun! :)
Büyünün Rengi merak uyandırıcı bir sonla bitmişti. Okuyanlar bilir. :) Okumayanlar için şöyle bir tepki vermeniz olasıdır diyebilirim; Eeee nasıl yani yaa. Bir dakika nolcak şimdi. Nasıl geri dönecekler? Merak etmeyin yazar karakterlerimizin hikâyesine kaldığımız yerden devam ediyor ve onları kurtarıyor. Amaaaa kurtarmasının da bir sebebi var ve bakış açına göre, özellikle büyücünün açısından baktığınızda keşke kurtulmasaydım en azından sürekli kaçmak zorunda kalmazdım dediğini rahatlıkla duyabilirsiniz. :)
Kitabı okurken her an sırıtmanız, kıkırdamanız, hiç olmadı en azından baştan sona gülümseyerek okumanız muhtemeldir. Buna garanti verebilirim. Ve bu kitabın en güzel ve en kötü yanı kısa olması. Sizi sıkmadan bitiveriyor ama kendinizi çok fazla kaptırdığınızda da devamını bir bağımlı gibi istiyorsunuz. Bir güzel yanı da ne olduğunu anlamadan bitirdiğiniz diğer kısa kitaplar gibi olmaması. Büyünün Rengi'ni okurken de en şaşırdığım kısım bu olmuştu. Yazar nasıl beceriyorsa artık 240 sayfalık bir kitaba, tüm dünyayı, karakterlerin maceralarını ve eğlenceli mizacını sıkıştırabiliyor.
Çevirmenden de bahsederek yazımı sonlandırmak istiyorum. Gerçekten başarılı bir tarzı var. Ben her zaman günümüz romanlarına kıyasla fantastik evreni olan kitapların çevrilmesinin daha zor olduğunu düşünmüşümdür. Birde buna yazarın kendine has mizacı eklenirse, metnin kalitesini bozmadan okuyucuya aktarmak daha da zorluyordur çevirmeni. Ama Niran Elçi çok başarılıydı bana göre. Daha bir keyifle okudum kitabı senin sayende Niran Elçi! Teşekkür ederim. :)
Hemen bitirmişsiniz iki kitabı da çok güzel. Umarım seri aksatmadan çevrilir.
YanıtlaSil