Bu seriye genel bir yorum yazmaya karar verdim. Peş peşe
okuduğumdan mıdır yoksa yazarın hikayeyi bölme şeklinden midir nedir bana tek
kitap okumuşum hissi verdi seri boyunca çünkü. Ayrı ayrı ele alıp değerlendiremeyeceğim.
Serinin tanıtımlarına ve ön okumalarına sırasıyla şu linklerden ulaşabilirsiniz;
21. Gün (2. Kitap, Tanıtım ve Ön Okuma) -21. Günün kapak fotoğrafı benim tanıtım da kullandığım kapak fotoğrafı değildir. Yayıncı daha sonradan değişiklik yapmıştır. Sadece ben üşengeçliğimden konuyu güncellemiyorum. Kitabın kapağı yukarıda kullanmış olduğum görseldir.-
Kendime söz vermiştim seriye başlamadan önce. 3-4 gün gibi
kısa bir sürede bitirecektim. Hedefime ulaştım da. Hedefimi tutturabilmemin bir
sebebi yazarın akıcı bir anlatımı olması her ne kadar eksikliğini hissettiğim
şeyler olsa da. Betimlemelere ve tasvirlere çok fazla yer verdiğini okuyamadım
mesela. Hikayeyi okurken hayalimdeki canlandırmaların bir çoğunu dizi sayesinde
tamamlayabildim. Bu da seriyi kısa sürede bitirebilmemin bir diğer sebebi. Eğer
dizisini izlememiş olsaydım birçok görüntü eksik kalmış olacaktı zihnimde ve
beni yavaşlatacaktı.
Seriyi her ne kadar severek okumuş olsam da kurgu açısından
beni yeteri kadar tatmin etmedi. Hele final kitabı. Anlamsız ölümleri, anlamsız
kararlar alındığını veya anlamsızca çıkarılan dersleri okudum zaman zaman. Hem
acımasız hem de masalcı bir yazarın kendi iç sesiyle çekişmesini okumak
gibiydi. Hangi yönünün ağır basacağına karar verememiş ve her ikisini de kitaba
yansıtmış sanki ister istemez.
İlk iki kitaba gelince final kitabına nazaran daha çok
sevdim. Wells’i seri boyunca sevmemiş olsam da. Ama şöyle de bir gerçek var ki
oda Wells olmazsa hikaye olmaz. Yoksa kimin başı nasıl derde girecek? Nasıl
sorun yaratacakmış yazar? Kim aptalca kararlar alıp milleti tehlikeye
sokacakmış insan merak ediyor. :)
Wells’de nasıl bir cenabetlik varsa her bir olay onun
başının altından çıkıyor. :) Biri gusül almayı öğretisin şu çocuğa Allah aşkına
diye diye okudum seriyi yemin ederim. Veya öldürsün. Daha bile rahat ederdik
bence. Hatta dizinin yapımcıları en doğru kararı vermiş bana kalırsa ve Wells’i
öldürmüşler. Çünkü sevilmeyecek bir karakter olduğunu en başından anlamışlar. :)
Diziyi bu yönden daha başarılı buldum! :D
Dizi demişken, diziyle benzerliklerine çok derine inmeden
değinmek istiyorum. Evet farklı olduğu yerler var, evet benzer olduğu yerler de
var. Ama temeli aynı. Böyle iki cümleyle de ne de güzel anlattım ama değil mi? :) Spoiler vermeden anca bu kadar oluyor ne yapalım. :D
Yorumun sonlarına doğru gelirken şöyle bir toparlayayım bi
yazdıklarımı.
Seriyi severek okudum. Zaman zaman işlediği merak duygusunu bana
başarılı bir şekilde yansıttı yazar. Özellikle Eve Dönüş’de neler olacağını
merak ettim. Ve akıcı bir anlatımı var. Yalnız yazarın eksik anlatımı, diğer kitaplarına
nazaran daha zayıf bir final kitabı yazmış olması ve kurgunun bütününün beni
yeteri kadar tatmin etmeyişinden ötürü seriye 3 puandan fazlasını da
vermiyorum. The 100 ve 21. Gün’e 3 puan, Eve Dönüşe 2,5 puan verdiğimi
düşünebilirsiniz.
Seriyi basit anlatım arayan, derin kurgu beklemeyen ve
keyifle okuyabilecekleri kitap arayanlara rahatlıkla önerebilirim ama beni
benden alsın götürsün uzak diyarlara, o seri için karakterleri için kendimi
dağlara taşlara vurayım diyecek bir kitap arayanlara da tavsiye etmiyorum.
Maalesef bu seri sizi tatmin etmez. Çerezlik bir seri çünkü. The 100 serisi ile
en fazla beyninizi fazla yormadan hoşça vakit geçirirsiniz.
Kitaplarını okumadım ama dizisi de beni tatmin etmemişti, ilk sezonu izleyip devamını getiremedim.
YanıtlaSilO sizin hatanız olmuş 1.sezonun kötü olduğunu kabul ediyorum ama sonraki sezonlar bu diziyi dünyanın en iyi bilim kkurgu dizisi yapıyor.3. Sezon harika diye düşünürken harika bir 4.sezon finali izledim hayatımda izlesiğim en iyi dizi ve bölümüydü 4. Sezon 13.bölüm
YanıtlaSil