Sissoylu: Kuşatma - Brandon Sanderson (Mistborn #2)

Tür: Epic Fantasy

Goodreads Puanı: 4.34

Orijinal Adı: The Well of Ascension

Sayfa Sayısı: 648

Baskı Yılı: 2015

Çeviri: Can Sevinç

Yayınevi: Akılçelen Kitaplar 

Kötülük alt edildi; savaş ise henüz başlıyor.

İmkânsızı başardılar ve acımasız iktidarı bin yıl boyunca devam eden Tanrı benzeri varlığı ortadan kaldırdılar. Bu toprakların en kudretli Sissoylusu hâline gelen Vin ve ona âşık olan genç, idealist bir soylu olan Elend Venture, şimdi yıkık bir imparatorluğun külleri üzerine sağlam, yeni bir toplum inşa etmek zorunda.

Üç farklı ordunun kuşatması altında kaldıkları sırada, Vin ve Elend bu zorlu amaç için çalışmaya başlayalı çok kısa bir zaman olmuştu. Kuşatmanın demir yumruğu geride kalan her günle birlikte giderek daha da kapanırken, kadim bir efsane bir umut ışığı sunmaya başladı onlara. Efsanede bahsedilen Miraç Kuyusu’nun ne tür bir güç bahşettiği belli değil, hatta bu kuyunun gerçekten de var olup olmadığını bile kimse bilmiyor.

Belki de Lord Hükümdar’ı alt etmek işin en kolay tarafıydı. Lord Hükümdar’ın yıkılışı sonrasında ortaya çıkan gelişmelere rağmen hayatta kalabilmek hiç de kolay olmayabilir.

Kuşatmayı bu kadar çabuk bitirmiş olmama inanamıyorum. Nasıl böylesi muazzam bir kitabı 3 günde tüketebilirim? Neden kendime izin verdim hiçbir fikrim yok. Tek bildiğim geceleri kitabı elime aldığım  zaman bırakmak istemediğim; devam etmek, okumak; kitabı, hikayeyi, efsaneyi çözmek istediğimdi. Eh, bana bir faydası olmadı bu kadar erkenden bitirmiş olmanın. Sadece öyle lanet bir sonla elimde devam kitabı olmadan kalakaldım.

Brandon Sanderson her zaman okumaktan büyük keyif aldığım, okuduğum her kitabıyla gönlümü fetheden, yazdığı her cümle ile içime işleyen; beni heyecanlandıran, keyiflendiren; dünyadan, gerçeklerden uzaklaştıran bir yazar.

Kuşatma'yı okurken de aksi olmadı. Göğüs kafesinin altında normalde sessiz sedasız atan kalbim kitap boyunca bırak sesini duymayı gözle görülür bir biçimde attığını hissettirecek kadar güçlü atıyordu. Bu durumda Brandon kalbe zarar mı yoksa faydalı mı çözebilmiş değilim. :) Bu yazar yaşadığımı hissettiriyor bana kesinlikle. 

Kitap, Son İmparatorluk'u okurken oluşan kimi sorulara cevap verirken beraberinde ise yeni sorular doğuruyor. Seri 7 kitap oluşuyor bildiğiniz gibi. Ve biz daha başlarındayken bunca soru, bunca heyecan varken ilerleyen kitaplarda ne olacağını kestirmek mümkün olmuyor! Çağların Kahramanı'nı elime alsam biliyorum ki yeni bir çıkmazla kalakalacağım. Şimdi ne olacak diye büyük bir merakla beklemekten başka çaremiz yok! Lanet olsun! Üstelik yazar bir de yine acımasızlığını konuşturdu. Sonunda ise... Çıldırttı! Beklenmedik yerden vurdu beklenmedik gelişmeler yarattı. Tahminler tutmadı ki bu sefer tahmin bile yürütemedim. Kedinin fareyle oynadığı gibi oynadı resmen Brandon bizlerle.

Kitap hakkında söylenecek çok söz yok aslında. Mükemmeldi, efsaneydi, harikaydı demek yeterli olmuyor. Bizzat tecrübe edilmesi gereken, okumadan ne değeri ne de bizlerin neden böylesine bu seriye karşı tutkulu olduğu anlaşılamayacak bir seri.

Bookstagram || Kristal Kitap (@kristalkitap) tarafından paylaşılan bir fotoğraf (18 Tem 2016, 02:30 PDT)

Hala okumayanlarınız varsa muhakkak herhangi bir kitabından başlayın Brandon Sanderson okumaya. Şu kitabı başarılı şu kitabı başarız denilebilecek bir yazar değil. Her kitabı birbirinden güzel.

Kitaplarının kalınlıkları da gözünüzü korkutmasın kesinlikle. Akıcılığıyla ne zaman bittiğini anlayamayacaksınız çünkü.

Muazzam bir yazar, muazzam dünyalar yaratıyor. Ben kitaplarını okuyarak dünyalarının havasını bir parça olsa da soluyabilmenin mutluluğunu yaşıyor, kendimi sırf bu yüzden şanslı hissediyorum. :)