Goodreads Puanı: 3.88
Orijinal Adı: The Serpent Prince
Sayfa Sayısı: 384
Baskı Yılı: 2011
Çeviri: Seden Gürel
Yayınevi: Pegasus Yayınları
ŞEYTAN MELEKLE KARŞILAŞTIĞINDA
Taşra kızı Lucy Craddock-Hayes sakin geçen hayatından oldukça memnundur. Ta ki yaralı bir adamla çıplak bir yaralı adamla karşılaşıp masumiyetini sonsuza dek kaybedinceye kadar.
ONU CENNETE DE SÜRÜKLEYEBİLİR
Vikont Simon Iddesleigh düşmanları tarafından ölesiye dövülmüştür. Şimdiyse onlardan intikamını almakta kararlıdır. Ancak Lucy onu sağlığına kavuştururken genç kızın kendisine gösterdiği dürüstlük bitkin duygularını altüst eder ve ikisini de yakmakla tehdit eden bir yangını tutuşturur.
CEHENNEME DE
Genç adamın onuru Lucyyle birlikte olmasını engellerken düşmanları sevdiği kadın için bir tehdit oluşturmaya başlarlar. Simon düşmanlarıyla olan savaşını sürdüredursun, Lucy de Simonın ruhunu kurtarabilmek adına verdiği savaşı elindeki tek silahla kazanmaya çalışmaktadır: Aşkı...
Bir aşk masalı, güzel başladı güzel bitti ne diyebilirim ki.
Her masal gibi bu masalda mutlu bir sonu hak ediyordu. Sonunda Simon
-karısına deli gibi aşık ve diğer erkek kahramanlar gibi sevmekten ve
evlenmekten korkmayan ve sırf bu yüzden çok severek okuduğum Simon :) - huzura
kavuşabildi. Ne yaptıysa kıyamam sevgisinden yaptı.
Yalnız Lucy'i hiç sevmedim. Sanırım oda sevgiye, huzura hasret olan ve kaybolan Simon'u terk etmesinden. Ne olursa olsun yapmamalıydı bunu. Düello yapmaması için Simonla gerekirse delicesine kavga etmeli onu kilitlemeli ya da bir şekilde anlaşmaya çalışmalıydı. Bu kadar çabuk vazgeçmemeliydi. Sonuçta o düellodan sonra ölebilirdi de. Tüm bunları bilerek onu terk etti çok sinir oldum yani bir insan kocasının, sevdiği adamın bir kaç gün içinde ölmüş olabileceği düşüncesi içerisindeyken nasıl terk edebilir ki onu! Anlamış değilim ya neyse! Lucy ile Simon'u yakıştırmadım birbirlerine. Simon gibi sevgi dolu bir adama sevgi dolu bir kadın lazımdı.
Sonuç olarak kitap okunası bir kitap fakat tekrar tekrar
okumaya değmez. Her ne kadar kitabı sevsem de boş zamanını değerlendirmek için
okunur sadece öyle aman aman zevk alarak okumadım kitabı. Sanki bir şeyler
eksikti masalda. Tamamlayamadı yazar bir türlü o eksikliği. Çok hızlı gelişti
her şey ve karakterlerin kendi içlerinde verdikleri savaş yeterli değildi.
Herkes her şeye çok çabuk teslim oldu. Biraz daha zorlanmalıydı bu kadar kolay
olmamalıydı ama Simon'unda dediği gibi her ne kadar sevmesekte masalı
değiştiremeyiz sonuçta :)
Yine de sırf Simon için okumaya değer diye düşünüyorum. ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder