Goodreads Puanı: 3.79
Orijinal Adı: Every Breath You Take
Sayfa Sayısı: 391
Baskı Yılı: 2006
Çeviri: Melih Ertaş
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Gökyüzüne doğru yükselen görkemli görüntüsü ve mücevher gibi parlayan vitray camlarıyla Wyatt Malikanesi, karla kaplı tepenin üzerinde kraliyet tacı gibi durmaktadır. Böyle bir görüntünün, başarı ile mutluluğu simgeleyeceği düşünülse de, Wyatt ailesi uzunca bir süredir mutsuzluğun karanlığında yaşamaktadır. Paranın gücü yaşlı Cecil Wyatt'in kayıp olan torunu William'ı bulmasını sağlayamamış, polis William'ın üvey kardeşi gizemli Mitchell Wyatt'ın bu kayıptan sorumlu olduğundan kuşkulanmaya başlamıştır.Kate Donovan, tropik bir adada kendisine hayatının en coşkulu anlarını yaşatacak olan adamın, aynı zamanda en büyük mutsuzluğu da getireceğini bilmeden, karanlık bir karizması olan Mitchell Wyatt'a aşık olur ve bir karabasanın içine düşer. Kendini ve sevdiklerini koruyabilmek için de bu büyüleyici adama savaş açmak zorunda kalır.
Yaklaşık 20 gündür ne kitap okuyorum ne ders çalışıyorum.
Kendimi resmen internette öyle boş boş dolanmaya ve arada bir dizi izlemeye
adadım. Ders çalışmamamda ki en büyük etken tembelliğim kabul ediyorum ama
kitap okumamda ki en büyük etken ise, şuanda yorumunu yapmakta olduğum kitap! Kitaba
laf etmiyorum her Judith kitabı gibi buda kesinlikle güzeldi ama içinde birkaç tane
benim sevmediğim özelliklerden barındırıyordu.
Kitap hakkında sevdiğim ve sevmediğim şeylere gelince... Romantik
bir kitaptı gerçekten! Oldum olası romantik olan her şeye bayılıyorum ben.
Ölümsüz aşklar olsun, her şey mutlu sonla bitsin, arada bir bocalamalar olsun
ama yine her şey tatlıya bağlansın. Herkes mutlu olsun yüzü gülsün, kötü adamlarda
cezalarını çeksinler. Çok hayal dünyasında yaşıyorum biliyorum ama kitap
okumayı hepimiz zaten bu yüzden sevmiyor muyuz? Hayal dünyalarımızın, hayat
verilmiş versiyonlarını buluyoruz her bir kitapta. Yine konudan saptım değil mi?
Halbuki kitapta sevdiğim şeylerden bahsediyordum. Neyse, çok fazla geriye
sarmadan, kitabın benim hayallerimde yaratmış olduğum dünyanın başka bir bakış
açısından yazılmış olmasını çok sevdim diyebilirim.
Bir erkek ve bir kadın. İlk görüşte aşık olurlar ama bunun
farkında bile değillerdir. Sonra aşklarının ölümsüzlüğünü kanıtlamaları için
bir sınava tabii tutulurlar. Karşılarına bin bir türlü olumsuzluk çıkar. Belki
ayrı yollara gitmeye karar verirler ilk başlarda fakat yine kazanan aşk olur.
Ne yapıp edip çifti bir araya getirir ve tüm yanlış anlamalar ortaya
döküldükten sonra herkes mutlu sona kavuşur. Evet, evet ben bunu sevdim işte!
Ama sevmediğim şeylerde var elbet. Mesela kadın karakteri
neredeyse hiç sevmedim. Çünkü sen kalk 4 senelik bir ilişkin varken, erkek
seninle evlenmeyi düşünecek kadar ciddiyken (ki sende ona koskoca 4 seneni
vermişsin bu işin sonu illaki bir yerlere gider değil mi? Yani her şeyi geçtim
bir insan birine 4 sene boyunca katlanıyorsa demek ki onu seviyor, ona değer
veriyor demektir.) sen tüm bunları geride bırak, -ki tam olarak yaptığı da bu
değildi, bir ilişki bitmeden diğerine daldı resmen!- sokakta öylece
karşılaştığın adamın anında yatağına gir! Tamam işte tam burada tiksindim
kızdan. Ne olursa olsun, isterse ilk görüşte aşk olsun, isterse diğer adamı hiç
sevmesin umurumda değil. Aldatmanın hiçbir türlüsü için haklı bir sebep
görmüyorum ben. Birde kitabın neredeyse ilk yarısını sadece bu ‘malum iş’ kapsıyor. Sevmiyorum işte ben
bunu. Yani bir çekim, tutku, arzu falan olur elbet ama bu kadar çok dile
getirilmesi beni rahatsız ediyor. Burda ki sözüm yanlış anlaşılmasın. Kesinlikle
erotik bir roman okumuyorsunuz! Ama erkek kadını yatağa atmaya çalışır, kadın
nazlanır, erkek çabalarını arttırır, sonunda kadında da karşı koyamaz falan. Bu
çekişmeleri okuyoruz sürekli olarak.
Yine de objektif bir
açıdan baktığımız zaman, boş bir kitap değildi. Çift arasında geçen diyaloglar
kimi zaman eğlenceli kimi zaman duygusaldı. Yer yer güldürürken, kimi yerde ise
öfkelendirip sonra da bizi duygusal bir moda sokmayı başaran bir kitaptı. Ben
kitabı sevdim. Ara birde çok azcıcık polisiye katılması da güzel olmuş - insanı
sıkacak kadar çok değil-. Kitaba hareketlilik katmış kesinlikle. Bu kitabı
kesinlikle okuyun! Falan diyemem ama boş bir zamanınızda okuyacak kitap
arıyorsanız o zaman okuyabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder