Tür: Çağdaş, Erotik,
Goodreads Puanı: 3.27
Orijinal Adı: Io ti guardo
Sayfa Sayısı: 352
Baskı Yılı: 2013
Çeviri: Hecer Huseynova Demir
Yayınevi: Orkinos Yayınları
Aşkın henüz ne olduğunu bilmeyen bir kadın ve onun sadece karanlık yüzünü bilen bir adamın lezzetli, romantik ve bağımlılık yaratan ilişkileri…
Venedik’te tarihi bir sarayın fresklerini restore eden Elena, yakışıklı, çekici dünyaca ünlü Sicilyalı restoran şefi Leonardo’nun erotik isteklerine fütursuzca boyun eğer ve bundan zamanla büyük bir haz duyar. Tereddütlerin yerini gün geçtikçe lezzetli oyunlar alır…
Tadılmamış lezzetlerin ve hissedilmemiş hazların verdiği büyük keyif…
“Rahatla Elena, düşünmeyi bırak. Bugün görmenin başka yolları da olabileceğini öğreneceksin.”
“Onlarınki sadece zevki arama yolculuğuydu…”
Irene Cao'nun kaleme aldığı ve Avrupa'da çok rağbet görmüş Seni İzliyorum kitabı ile yayın hayatına merhaba diyen Orkinos Yayınlarına, bana kitabı okuma şansı verdikleri için teşekkür ederek açılışı yapıyorum. :) Kitap Orkinos yayınlarından hediye olarak geldi ve onlarla paylaştığım her olumlu-olumsuz yorumumu bir teşekkür ile kabul ederek, her okurdan aynı şekilde yorumlar beklediklerini dile getirdiler. Ne yazık ki çoğu yayınevi, olumsuz eleştirileri kaldıramazken, Orkinos Yayınları bu samimiyetiyle benden artı bir puan kazandı diyebilirim.
Genel olarak bir kaç izlenimlerimden bahsetmek istiyorum öncelikle;
İlk kitap tercihlerini erotik bir romandan yana kullanmış yayınevi ki, hemen hemen herkesin okuyabileceği bir tarzı yakalamışlar. Ne Grinin Elli Tonu kadar ağır erotizm içerikli, ne de insanı vıcık vıcık aşkla sıkan bir roman. Tam çağdaş aşk romanlarından biri diyebilirim. Herkesin damak zevkine uygun bir şeyler barındırıyor içinde.
Bundan sonrası kitabın yorumu içeriyor ve sanırım şey eee... biraz da gevezelik içeriyor olabilir. :)
Noah Mills as Leonardo Ferrante!
Bu kitapta rastladığımız diğer über zengin iş adamlarından ziyade karşımızda Dünyaca ünlü bir şef duruyor. Leonardo! İsmi kulağa bir şiir gibi geliyor. Sevdiğim ve söylenişi aklımdan çıkmayan isimler listesine girmiş bulunmakta Leonardo. Uzun yıllar öncesine ait bir kalp yarası taşıyan Leonardo bir daha aşık olamayacağını düşünüyor. Ya da aşık olmak istemiyor. Daha orası tam olarak gizemini çözmüş değil. -_- Hiçbir şekilde, sadakatle, kıskançlıkla, tek eşlilikle ve aşkla uzaktan yakından bir ilişkisi olsun istemiyor. İlişkileri bir gizem olarak görüyor ve o gizemi çözene kadar peşini bırakmıyor. Bizim, utangaç, çekingen ve asosyal kızımızda ilgisini bu yüzden çekebiliyor zaten.
Venedik'te bir sarayın fresklerini restore eden Elena, kot pantolon ve kazak giyen, hiç makyaj yapmayan, topuklu ayakkabılardan uzak duran kendi halinde bir kız. Ya da 29 yaşında kendine güveni olmadığı için, kimsenin dikkatini çekmemeye çalışarak kendini kıyafetleriyle gizlemeye çalışan bir kadın desek daha doğru olur. Tutkuyla yaptığı tek şey işi. Çok büyük bir titizlikle çalışıyor ve kesinlikle hata yapmak istemiyor. Bu yüzden yalnız çalışıyor ve etrafında kimse olsun istemiyor. Tabii kader bu ya! Restore ettiği sarayda, yakışıklı, çekici, seksi ve karizmatik Dünyaca ünlü şef misafir ediliyor. İlgisinin dağılması için birebir!
Aşk üçgenlerini sever misiniz? Eğer seviyorsanız, kötü ama seksi, karizmatik ve tutkulu bir karakter karşısında, güvenilir, yakışıklı, ve sevgi dolu bir erkek karakter ve ikisi arasında kalmış, tutkularını ayaklandıran, 29 yıllık yaşamı boyunca hiçbir erkeğin ona tattıramadığı bu heyecanı tattıran bir erkeği mi yoksa güvenilir kollarıyla onu sarıp sarmalayan onu seven erkeği mi seçmesi gerektiği bilemeyen bir kadın karakter ile iki erkek karakterin aşk üçgenini okuyacağınızı söylesem ne hissedersiniz? -Nasıl bir cümle kurmuşum öyle ben bile yazarken başını unuttum :)-
Biliyorum çok uzattım ama hala burda olanlara da daha fazla işkence çektirmek istemiyorum. O yüzden şöyle bir toparlayıp sonuca doğru ilerleyelim diyorum. Bu aşk üçgenimizi tamamlayan karakterimizde Filippo. Kızımızı çok seviyor, onu ilk gördüğü andan beri aşıkmış ama o zamanlar kızın sevgilisi varmış. O yüzden anca dost olabilmişler. Aradan zaman geçiyor tam kıza açılıyor sevdiğini söylüyor birlikte oluyorlar falan, sonra hoop iş yüzünden Roma'ya uçmak zorunda kalıyor. Hem de uzun bir süreliğine! O yüzden tam olarak bir ilişki yaşamaya karar vermiyorlar. Başlasalar mı başlamasalar mı arada kalıyorlar. Bunlar böyle arada kalırken, Leonardo bunların ilişkilerin ortasına dalıveriyor. Kıza, kendini bana bırak Elena, seni çok farklı bir kadına dönüştüreceğim, zevk almayı, kendini sevmeyi, kendinle barışık olmayı öğreteceğim falan diyor. Kadını baştan çıkarıyor. Bizim kızda dünden razı. Adama hemen boyun eğiyor ve o ne isterse yapıyor.Çok olmasa bile uç noktalarda fantaziler yaşıyorlar.
Biliyorum çok uzattım ama hala burda olanlara da daha fazla işkence çektirmek istemiyorum. O yüzden şöyle bir toparlayıp sonuca doğru ilerleyelim diyorum. Bu aşk üçgenimizi tamamlayan karakterimizde Filippo. Kızımızı çok seviyor, onu ilk gördüğü andan beri aşıkmış ama o zamanlar kızın sevgilisi varmış. O yüzden anca dost olabilmişler. Aradan zaman geçiyor tam kıza açılıyor sevdiğini söylüyor birlikte oluyorlar falan, sonra hoop iş yüzünden Roma'ya uçmak zorunda kalıyor. Hem de uzun bir süreliğine! O yüzden tam olarak bir ilişki yaşamaya karar vermiyorlar. Başlasalar mı başlamasalar mı arada kalıyorlar. Bunlar böyle arada kalırken, Leonardo bunların ilişkilerin ortasına dalıveriyor. Kıza, kendini bana bırak Elena, seni çok farklı bir kadına dönüştüreceğim, zevk almayı, kendini sevmeyi, kendinle barışık olmayı öğreteceğim falan diyor. Kadını baştan çıkarıyor. Bizim kızda dünden razı. Adama hemen boyun eğiyor ve o ne isterse yapıyor.Çok olmasa bile uç noktalarda fantaziler yaşıyorlar.
"Saat 17-de Mendicoli'de
Seni bir etekle ve çorapla istiyorum.
Beni bekle. Orada olacağım."
~
"Her zaman olduğu gibi senin fantezilerini gerçekleştiriyorum. Ona nasıl baktığını gördüm.
Nasıl bakıyordum?
Bana baktığın gibi."
"Her zaman olduğu gibi senin fantezilerini gerçekleştiriyorum. Ona nasıl baktığını gördüm.
Nasıl bakıyordum?
Bana baktığın gibi."
Sonuç olarak benim çok hoşuma giden bir kitap oldu. Sadece ufak bir olumsuzluk var. Onu özellikle en sona sakladım çünkü direkt olarak kimseyi etkilemek istemedim. Üzülerek söylüyorum ki çeviride sıkıntılar vardı. Ama bunu dert etmeyin. Tüm sıkıntılara rağmen çok güzel okuttu kendisini gerçekten. Ben çevirisi hoşuma gitmeyen kitapları çok nadir okurum. Bir elin parmağını geçmez yani. Seni İzliyorum'da onlardan biri oldu. Çeviride sıkıntılar var diye hemen arka dönmeyin, bir şans verin en azından kitaba derim. Ki zaten çeviri sıkıntısını yayınevine bildirdim. Bir daha ki romanlarında daha dikkatli olacaklarını söylediler. O yüzden serinin ikinci kitabının çıkmasını sabırsızlıkla bekliyorum diyebilirim gönül rahatlığıyla.
Daha fazla resim için Pinterest hesabımı ziyaret edebilirsiniz.
Not: Çeviriden kaynaklı 3 puan veriyorum yoksa 4'ü kesinlikle hak edicek bir roman.
Ya o çeviri işi öldürdü beni ! Çevirmen gözü kapalı mı çevirmiş ne yapmış , sırf o yüzden canım kitap elime yapıştı kaldı resmen :(
YanıtlaSilÇeviriyi kafana takmamaya çalışıp, okuduğun her şeyi gözünde canlandırmaya çalış. O zaman çok daha rahat okunuyor. Ben elime aldığım gün bitirdim kitabı. Sonra kendime de hayret ettim. :)
SilEvet , çevirisi çok kötü. Umarım ikinci kitapta düzeltirler.
YanıtlaSilYayınevi ikinci kitabın çevirisinin üstünde özellikle çalıştıklarını belirtti. Şuan titizlikle ilgileniyorlarmış çeviriyle. Her halde ikinci kitap için bu kadar beklememizin nedeni de budur diye düşünüyorum. Umarım hayal kırıklığına uğramayız. Yine çeviri ile ilgili bir sıkıntı olursa blogum da duyuracağım bunu. :)
Sil3. Kitap ne zaman çıkacak?
YanıtlaSil35. sayfadayım ama buraya kadar zor okudum. Çeviri berbat sıkıcı okumak gelmiyor içimden ama yorumlar çok iyi olduğu için merakta ediyorum biraz zorlayacağım kendimi okumak için ama çeviri BERBAT!
YanıtlaSilÇeviri çok kötü gerçekten. Hikayeyi beğenmemiş olsam okuyamazdım bende. :)
Sil