Mark Billingham - Ölüme 5 Kala (Tom Thorne #11)

Tür: Polisiye, Gerilim
Goodreads Puanı: 3.86
Orijinal Adı: The Dying Hours
Sayfa Sayısı: 464
Baskı Yılı: 2014
Çeviri: Burak Şenel
Yayınevi: Orkinos Yayınları

"Aslında bir ritmi var, adını siz getirin, ağaç kakan ya da ona benzer bir şey gibi. Tak tak tak..."

Belki de tik tik tik tıpkı saat gibi... Ölüme götüren, usul usul yaklaşan bir ses. Terry Mercel'ın otuz yıllık öfkesine bedel olan seri cinayetler ve insanın kanını donduran soğukkanlılık... Her şey büyük planın parçası bir parçası gibi ilerliyor.

Ölüme 5 Kala romanıyla İngiltere'nin sisli caddeleri, suç dolu mahalleleri ve cinayet sahneleri ile çözülmesi gereken bir bilmecenin tam içindesiniz...

"Mark Billingham'ın sevenleri, onun son romanı Ölüme Beş Kala ile hayal kırıklığına uğramayacaklar. Billingham, aklınızı başınızdan alacak korkunç ayrıntılara yer verir ve daha az güldürür; duygusal ve beceriksiz bir karakter olan Thorne'un hareketlerinde kendinizi bulacaksınız."Daphne Wright, Book Oxygen

Yorumun bu kadar gecikmesinden dolayı, yazıya özür dileyerek başlamak istiyorum! İnanın kitap çok harikaydı ama sınavlarımdan dolayı istemeye istemeye kitaba bir süre ara vermek zorunda kaldım. :( Ayrıca polisiye kitaplar benim çok fazla tarzım olmamasına rağmen kitabın sayfaları resmen elimden akıp gitti.

Evet Orkinos Yayınları 2. kitap tercihini polisiyeden yana kullanmış. Hem polisiye tarzını sevenler hem de Mark Billingham hayranları için hemen belirtelim, yayınevi yazarın diğer kitaplarını da yayınlamayı düşünüyor. Çeviriside gayet iyiydi. Yani korkuya kapılmak falan yok. Sakin olun. Arkanıza yaslanın ve yayınevinin diğer kitaplarını çıkarmasını bekleyin. Ya da sakin olmayı bir kenara bırakarak sabırsızca yeni kitapları bekleyebilirsiniz! Sanırım ben tercihimi ikinci seçimden yana kullanacağım.

Yazarımız Mark Billingham'ı Biraz Tanısak?

Mark Billingham

• İlk önce söyleyeceğim kesinlikle acemi bir yazar değil! 
• Adamın on parmağında on marifet; 1980-98 yıllarında dizi/filmlerde küçük roller almış.
• Tom Thorne serisinin ilk kitabı Sleepyhead, 2010 yılında başrolde David Morrissey'nin rol aldığı 6 bölümlük bir diziye uyarlanmış.
• İkinci kitabı Scaredy Cat, CWA Gold Dagger için aday gösterilmiş ve 2003 Sherlock ödülünü kazanmış.
• Üçüncü kitabı Lazybones, Yılın En İyi Polisiye Romanı dalında 2005 Theakston’s Old Peculier ödülünü kazanmış.
• Tom Thorne serisinin beşinci kitabı Lifeless ise, Yılın Polisiye-Gerilim dalında 2006 British Book Ödüllerinde aday gösterilmiş.
• Death Message yazarın Tom Thorne serisinin yedinci kitabı. Bu kitap ise, 2009 Theakston’s Old Peculier Yılın Polisiye Romanı ödülünü almaya hak kazanmış.
• Tom Thorne serinin tüm kitapları, Sunday Times'ta en çok satanlar listesine girmiş.
• In The Dark romanı ise, yazarın ilk bağımsız gerilim romanı. 2010 CWA Gold Dagger ödüllerine aday gösterilmiş ve şuan da BBC tarafından televizyona uyarlanıyormuş! 
• İkinci bağımsız romanı Rush Of Blood'ta aynı şekilde BBC tarafından televizyona uyarlanıyor. 

Birde dip not eklemek istiyorum; yazarın ikinci kitabı Scaredy Cat'te sanırım diziye uyarlanmış ama kesin bir bilgim yok bu konu hakkında! IMDB'de dizinin bilgileri mevcut ama yazarın web sitesinde bununla ilgili bir bilgiye rastlayamadım...

Kitabın Konusunu da Yazalııım... 

David Morrissey as Tom Thorne

Yaşlı bir çift görünüşe göre artık daha fazla yaşamak istemediklerine karar vermiş ve birlikte intihar etmişler. Sanki olağan bir gündeymiş gibi yatmak için hazırlıklar yapılmış, pijamalar giyilmiş, takma dişler çıkarılmış ve yatağa birbirlerinin kollarında girmişler. Ama Thorne işin aslının böyle olmadığına emin. Her hangi bir delili yok ama içine sinmeyen bir şeyler var. Ona göre yaşlı çift cinayete kurban gitmiş. Kimse ölüme giderken takma dişlerini çıkarmakla uğraşmaz diyor Thorne ve reçetesiz insülini nereden bulacaklar?

Thorne bir kaç ay önce yaşadığı bir durumdan dolayı rütbesi düşürülmüş bir polis memuru. Bazılarına göre de beceriksiz bir polis memuru. Kimsenin Thorne'u kale aldığı yok. Hatta sırf bunalımda olduğu için bu kadar bariz bir şekilde belli olan intiharı bile cinayet olduğunu düşünecek kadar işe yaramaz bir hale geldiğini düşünüyorlar. Ama Thorne işin peşini bırakmamaya karar veriyor...

David Morrissey as Tom Thorne

Öte yandan katilimiz ise belli. Ara ara onun bakış açısından soğuk kanlı bir şekilde işlediği cinayetleri de okuyoruz. 30 yıldır içinde tuttuğu öfkesinin intikamını alıyor teker teker. Arkasında hiç bir delil bırakmadan. Tüm kurbanları, en sonunda kendilerini isteyerek öldürüyor çünkü. 

Ve Biraz Yorum Biraz Gevezelik... :)

Kitap insanın merak duygusuna hitap ediyor. Katil zaten belli merak edecek ne var ki? diyenler için söylüyorum. Kitapta istenilen son ana kadar katilin bilinmemesi değil ki zaten ilk 150 sayfa içinde Thorne katili buluyor. Benim ilgimi çeken yönü, katilin "O" olduğunu nasıl ispatlayacağı. Tekrardan dedeklif olabilecek mi? Ve Thorne delilleri, ölümler arasında ki bağlantıları, katili, cinayete kurban giden kişilerin yakınlarıyla görüşmeleri vs.. bunları hep gayri resmi yollardan yapıyor. Buda polislikte kabul gören bir durum değil...Ve kurbanlar nasıl oluyor da kendilerini hiç savunamıyorlar? Katil nasıl başarıyor bunu? İntihar süsü vermek değil de resmen intihar etmelerini sağlıyor...

Çevirisi gayet iyiydi! Hiç bir sorun yoktu. Sadece yazarın dili biraz ağır. Ya da ben polisiye romanları çok fazla okumadığım için bana öyle gelmiş olabilir bilemiyorum. Diğer kitaplarla karşılaştırma yapacak kadar bilgim yok şuanlık maalesef. -_-

Kitapta hoşuma gitmeyen, 1 puanı kırmamı sebep olan tek unsur ise, yazarın karakter tasvirleri biraz alışılmışın dışındaydı. Ya da serinin çıkan en son kitabı olmasından da kaynaklı olabilir. Karakterler birbirleri ile iletişime geçiyor, aralarında ki olay yaşanıyor bitiyor neredeyse ondan sonra karakterin kız mı erkek mi olduğunu anlayabiliyorsunuz.

Ayrıca seri neden sondan basılmaya başlanmış ona bir türlü anlam veremedim. Gerçi seriler birbirinden bağımsız ama yine de takıldığınız bir kaç nokta oluyor. Mesela, Thorne'un sevgilisiyle tanışmaları, arkadaş çevresi, dedektifken rütbesinin düşürülmesi gibi... Ama genel olarak anlam kargaşası yaşanılan bir durum yok elbette.

Tom Thorne ve Gay arkadaşı Phil

Orijinal kapaklardan bahsetmezsek olmaz. Her ne kadar Türkiye kapağını beğensem de şu kapaklarda da gözüm kalmadı desem düpedüz yalan olur. Resmen film afişi gibi kapakları var. Bizde neden böyle kapaklar olmaz ki? :(

Kapaklara bakar mısınız ama? -_- İnsanın gözü kalmasında kimin kalsın?  

Vee küçük bir ayrıntı, kitabın ayracı kitaptan bağımsız olarak geldi. Böylece çok rahat bir şekilde kullanabildim. Kapak kalitesi de oldukça iyi. Öyle hemen yıpranan kapaklardan değil!

Son olarak ben kitabı sevdim ve devamını dört gözle bekliyorum diyorum. Daha fazla bir şey de eklemek istemiyorum yoksa kitabın heyecanı kalmayacak. :)