aşık bir adam sissoylu elantris kafes
"Dünyada sadece tek bir şey kötü yürekli bir insana karşı durabilir. O da başka bir insandır.
Ayıbımızda yatar şerefimiz. Sadece bizim ruhumuz, kötülüğe açık olan ruhumuz, onu yenmeye muktedirdir.

― Ursula K. Le Guin, En Uzak Sahil
shadow

Jessica Verday - Gölgeler (The Hollow #1)

Şubat 09, 2014
gölgeler kitabı

gölgeler kitabı

Tür: Paranormal, Young Adult, Ghosts
Goodreads Puanı: 3.74
Orijinal Adı: The Hollow
Sayfa Sayısı: 464
Baskı Yılı: 2013
Çeviri: Sevinç Seyla Tezcan
Yayınevi: Pegasus Yayınları



Hatırların Gölgesinde Bir Kasaba, Hüznün ve Gizemin Ortasında Kalmış Bir Sevgi! 

Abbey'nin en yakın arkadaşı Kristen, Sleepy Hollow Mezarlığı civarında kaybolunca herkes onun öldüğünü düşünür ve intihar ettiğine dair dedikodular baş gösterir. Abbey, dostunun arkasından yas tutar ama içten içe onun öldüğüne inanmayı reddetmektedir. Bu sırada Kristen'ın cenaze töreninde bir anda ortaya çıkan, son derece yakışıklı ve esrarengiz Caspian'la tanışır. Caspian sırlarla doludur ama Abbey'nin kendisini özel hissetmesini sağlayan tek kişi de odur.

Abbey tam bu üzüntülü dönemi atlatabileceğini düşündüğü anda en yakın arkadaşına dair bildiği her şeyi sorgulamasına neden olan bir sır ortaya çıkar. Abbey, Kristen'ın ihanetine anlam vermeye çalışırken bir başka korkunç gerçeğin de açığa çıkmasıyla hem Caspian'a karşı hissettiklerini hem de akıl sağlığını sorgulamaya başlayacaktır...

"Verday'in Gölgeler'i gerçekten dikkat çekici ve sonu insanı merakta bırakıyor. Devam kitabı kesinlikle çok okunacak."-Booklist-

"Muhteşem! Gölgeler baştan sona soluksuz okuyacağınız bir roman."-L.J. Smith-, The Vampire Diaries'in yazarı


Gölgeler kitabı da bitti ve okuduğum ikinci hayalet konulu kitap olma ödülünü kazandı böylece. Bu seri bittikten sonra bir daha hayalet temalı kitaplar okumamaya yemin ediyorum şuracıkta! Vampirlere, meleklere falan alışığım ama hayaletler de ne oluyor yahu? Onları kimse göremezken sadece tek bir kişinin görüp konuşması çok sıkıcı. Kimseye bahsedemezsin, anlatamazsın derdini. Gerçi kitap harikaydı. Ona lafım yok. 

Kitaba başlarken off yine mi KMM özentiliği diye başlamıştım. Ama kısa zaman da yazar bu tezimi çürüttü ve çok farklı yönlere kaymaya başladı konu. 

elena gilbert red hair

Abbey yakın bir zaman da çok yakın bir arkadaşını kaybediyor. Cesedi başlarda bulunamıyor ve bu da öldüğünü kabul etmek istemiyor. Baya bir zor dönemler geçiriyor anlayacağınız çünkü küçüklükten beri arkadaşmış bunlar bildiğin kardeş gibiler yani. Kristen'ın kayboluşunun üstünden -60 gündü sanırım- baya bir zaman geçince artık cenaze töreni yapmaya karar veriyorlar. Herkes cenazede ve elbette Abbey'de tabiki. Daha sonra cenaze yerinde daha önce hiç karşılaşmadığı bir çocuk dikkatini çekiyor. Neredeyse beyaza çalan sarı saçlara ve yemyeşil gözlere sahip oldukça yakışıklı bir çocuk hem de!  

Luke Mitchell
Tamam kabul ediyorum. Kitapta böyle bir replik yok ama resim güzeldi eklemeden duramadım napim. ^_^

Abbey bu zor zamanlarında kendisini eskiden Kristen ile sürekli olarak vakit geçirdikleri mezarlığa atıyor. Mezarlığın çevresinde de bir nehir var. Mezarlıkta, nehir kenarında dolanırken zaman zaman Caspian'a -yakışıklı çocuğa- denk gelmeye başlıyor. İnsan mezarlıkta niye dolanır bilmem bunların uğrak mekanı gibi bir şey oluyor daha sonra burası. Caspian -kibar, yakışıklı ve romantik çocuk- Abbey'e bu zor zamanlarında yardımcı olmak için elinden geleni yapıyor. Hatta sonralarda Abbey'e bir dayanak noktası verebilmek için onun ölümünü araştıralım falan diyor. Bunun üzerine de Abbey, Kristen hakkında daha önce hiç bilmediği sırlar keşfediyor. Ama bu kadarla kalmıyor en yakın arkadaşının ondan sır saklaması yetmiyormuş gibi birde Caspian'da ondan bir şeyler saklıyor sürekli. Ve olayları benim istediğim hızda deşmese bile bir yerlerde bazı sonuçlar elde ediyor.

elena gilbert cemetery

Kitabın içeriğine bu kadar girmek yeter bence. Azıcık da yorum yapalım. Soluksuz okuyacağınız bir roman değil ama sıkılarak da okuyacağınız bir roman değil. Güzel vakit geçirmek için okunabilir. O konuda sıkıntınız olmasın. Yazarın tasvirleri iyiydi. Kitabı okurken öyle içindeymişsiniz gibi hissetmiyorsunuz fakat bu ne ya böyle anlamadım ben hiç bir şey de demiyorsunuz. Karakter betimlemeleri de akılda kalıcı. Tam orta karar bir kitaptı yani daha ne olsun? Okurken keyif alarak okudum ama sinir olduğum noktalar da olmadı değil hani. Mesela, Abbey arkadaşının ölümüne üzülüyor falan ama benim istediğim kadar durmadı konunun üstünde. Öğrendiği sırların arkasını soruşturmadı yani. Ben burada kaç takla attım git kızım polise git durma ya öyleyse ya böyleyse diye de onun takıldığı nokta daha çok sevgilisi -Caspian- oldu. Ama yazar bu konunun üstünde durmadığına göre, Kristen'ı sadece Abbey Caspian'la karşılaşsın diye öldürmüş diye düşünüyorum. Cani yazar. -_- Bari babaannesini, dedesini falan öldürseydin de güzelim kız gencecik yaşında öbür tarafı boylamasaydı. 

Luke Mitchell


Kitabın ikincisi yakın bir zaman da çıktı. Devamı alınıp okunur mu? Evet. Ama benim için acelesi var mı? Hayır. Mart ayı okuma listeme eklerim belki kitabı. Belki de üçüncü kitabın çıkmasını bekler sonra tamamlarım seriyi. Şimdilik, sevdiğim ama devamı için acele etmeye gerek olmayan kitaplar listesinde bekleyecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY KRİSTALKİTAP