Tür: Historical Romance
Goodreads Puanı: 4.41
Orijinal Adı: Defiant
Sayfa Sayısı: 528
Baskı Yılı: 2013
Çeviri: Gizem Tezyürek
Yayınevi: Koridor Yayınları
Tutku bir kez alev aldı mı onu söndürmek ya da varlığını inkar etmek zordur.
Connor MacKinnon, komutanı Lord William Wentworth'ten öyle nefret etmektedir ki Wentworth'ün yeğenini bir Şavninin esaretinden kurtarmakla görevlendirildiğinde kızın da tıpkı dayısı gibi aşağılık biri olduğunu düşünür. Ancak karşısında gördüğü kadın cesur ve güzel fakat çevresi tehlikelerle sarılıdır. Sarah'yı kurtarmanın tek yolu ise onu kaçıran ve üzerinde kötü emelleri olan hain savaşçının ellerinden onu bir şekilde geri almaktır.
Londra'da yasaklarla büyüyen ve kendini bir anda bir trajedinin ortasında bulan Leydi Sarah sınırdaki zorlu koşullara karşı hazırlıksız yakalanmıştır ya da belki de hazırlıksız yakalandığı, Connor için hissettiği duygulardır. Ormanı geride bıraktıklarında asıl korunmaya ihtiyacı olan kişinin Connor olduğu anlaşılır. Dayısı Lord William, Connor'ın onu kurtarmak için yaptıklarını bilse hiç düşünmez onu öldürürdü.
Ne var ki tutku bir kez alev aldı mı onu söndürmek ya da varlığını inkar etmek zordur. Aşkın izlerinin savaştaki en kötü yaradan daha derin olduğunu gören Connor'ın Sarah'yı kendi yanına çekmek için krallığa karşı gelmesi gerekecektir.
Sıcağı sıcağına bitirmiş bulunuyorum kitabı. Şu dönem benim için epey yoğun geçtiği halde kitabı iki günde bitirebilmenin sevincini yaşıyorum. Özellikle de kitabın başlarında çok sıkılmış olmama rağmen. Neredeyse kitabın son 100-150 sayfasına kadar aklımda hep 2 vermek vardı ama o son sayfalar işte, yoğun kardeşlik akrabalık duyguları, aşk, güven, derken beni benden aldı 3 puanı gözüm kapalı vermeme sebep oldu.
Ama yine de 3 puan. Çünkü beklediğimin aksine serinin diğer kitaplarının yanında biraz daha sönük kalıyor. Connor başından beri nazik ve kibar bir erkekti. Bu kadar kibarlığı İngiliz Lord'larından görmeye alışığız ama İskoç erkeklerinde alışık olmadığım için birazcık garipsedim.
Bakalımm başka ne ekleyebilirim... Çevirisi güzeldi, anlatımı basitti. Ağır ağdalı cümleler yoktu fakat ara sıra gözünüzde yazarın yarattığı dünyayı canlandırabileceğiniz hoş betimlemelerle süslenmişti kitap. Klasik bir aşk romanıydı. Temeli savaşı konu alan bir kitap için yeteri kadar aksiyon, kaçırılma, ölüm ve işkence vardı. Sonu tahmin edebileceğiniz gibi mutlu son. Herkes istediği şeye sahip oldu bir şekilde. -Spoiler falan vermedim yaa, hangi historical romance kötü sonla bitmiş ki?-
Lord William'ın da mutlu olmasını çok isterdim. Keşke oda aşkı ve şefkati tadabilseydi. Ve aynı şekilde Joseph'in. Gerçi yazar ikisinin ve Killy'nin hikayesini Upon a Winter'da yazmış ama Türkçe'ye çevrilir mi orası malum. Tabii benim dileğim çevrilmesinden yana. Allam nolur çevrilsin yaaa. Valla çok mutlu olurum bak. Lütfen.
Neyse efendim, diyeceklerimin yarısından fazlasını unutmuş bir blogger olarak son cümleleri de unutmadan hemen ekleyivereyim konuya. Güzeldi hoştu, aksiyonu bol bir kitaptı, kalpleri yumuşatan harika bir aşk ve bağlılık vardı. Fakat bir final kitabı için yeterli değildi. Genel olarak seriye baktığımız zaman ise zevkle okunacak, yakında iyice bastıracak olan soğuklarda içimizi ısıtacak olan bu sıcacık aşk romanı -erkeklerimiz İskoç! bir kez daha hatırlatalım- serisini gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. ^_^
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder