Yorum: Tatlı Tehlike - Wendy Higgins (The Sweet Trilogy #2)

Tür: Young Adult, Paranormal, Angels
Goodreads Puanı:4.33
Orijinal Adı: Sweet Peril
Sayfa Sayısı:440
Baskı Yılı: 2015 
Çeviri: Bige Turan
Yayınevi: GO! Kitap

KADERİNİ KABULLEN

Görevleri, cennetten kovulan iblislere hizmet etmek olan Nefillerden biri olduğunu öğrendiği günden beri hayatı altüst olan Anna, kötülüğe boyun eğmemeye kararlıdır. Ama dört bir yanda kol gezen fısıldayan iblislerin ve acımasız Düklerin dikkatini çekmemek için o da diğer Nefiller gibi çalışmak zorundadır. Bunun için tüm çekingenliğinden sıyrılıp bir parti kızı oluveren Anna artık tüm eğlencelerin aranılan ismidir. Bu şekilde yaşamaktan nefret etse de o, çok büyük bir amaca hizmet edecek olan “seçilmiş kişidir” ve zamanı geldiğinde ona emanet edilen Erdem Kılıcı ile büyük bir savaşa öncülük edecektir. Ama o güne dek kimliğini gizli tutmalı ve toplayabildiği kadar yandaş toplamalıdır. Bunun için kendisi gibi bir Nefil olan Kaidan Rowe’a duyduğu büyük aşkı bile kalbine gömen Anna, bir yandan “kötü kızı” oynarken bir yandan da iblisleri yeryüzünden silmek için ölümcül bir mücadeleye girişecektir.

Sevgili Wendy Higgins, Tatlı Şeytan'ın finalinde ikinci kitap Tatlı Tehlike için kocaman bir potansiyel bombası bırakıp gitmişti. Nitekim Tatlı Tehlike o bombayı patlatmak yerine imha ekiplerini getirerek kitabın tüm aksiyonunun kaybolmasına sebep olmuş. Patlamasını ve etrafına heyecan saçmasını çok isterdim.

Anna değişiklik geçirmiş evet ama iyi kızdan kötü kıza dönüşerek değil. İlk kitapta saf ve tatlı bir karakterken, artık sinir bozucu ve okunmaya değmeyen bir karaktere dönüşmüş. Onu okurken çok sıkıldım. Gereksiz inatları, kendi kendine Kai için kararlara varması, bir erkeği severken başka bir erkeği çekici görmesi? Sonra Kai'ye kızıp Kope'un dudaklarına yapışması ve bundan zevk alması? Yani klişeyi bile geçti artık bayatladı bu tarz aşk üçgenleri. 

Kai her zamanki Kai. Ben sana layık değilim tavırlarına bürünmüş olsa da kitabı okunur kılan tek olaydı! 

Nedense bu kitabı Wendy Higgins yazmış gibi hissetmedim. Eğlenceli tarzı ve keyif veren cümleleri yerine kendini tekrar etmiş gibiydi. Kitabı okurken, acaba her zaman böyle basit diyalogları vardı da ben mi fark etmedim diye düşündüm durdum.

Üçlemelerdeki ara kitap sendorumunu mu yaşıyor Tatlı Tehlike bilemiyorum ama Sweet Reckoning için umudumu kaybetmek istemiyorum. Kitapta Anna'nın içsel sorunlarını gel gitlerini okumaktansa daha fazla aksiyon görmek isterdim. Zaten kitabın yarısında Kai yoktu. İki üç görüşme yaptı diğer Nefler ile ama dümdüz geçti görüşmeler. Bir olayı yoktu. 

Kitaba çok çemkirdim ama gerçekten beklentim çok yüksekti elime aldığımda. Soluksuz kalacağım bir aksiyon istemiştim. Şöyle dövüşler savaşlar vs. -Sanırım son zamanlarda okuduğum kitapların fena etkisi altında kalmışım. :D- Ama bunun için henüz erkenmiş. :D Eh istediğimi elde edemedim ama en azından hoş bir kitap okumuş oldum. Bununla da idare edebilirim değil mi? :)

Kitabın ön okuması için şuraya bir tık! :)