Yorum: Evrene Fısıldanan Dilek - Karen McQustion

Tür: Romance, Animals, Dogs

Goodreads Puanı: 3.94

Orijinal Adı: Hello Love

Sayfa Sayısı: 336

Baskı Yılı: 2015

Çeviri: Kemal Suha ONDER

Yayınevi: Aspendos Yayınları

Ne dilediğine dikkat et!
Andrea bir anda karar verdi ve aklına gelen her şeyi bir çırpıda yazıp bitirdi. Sonra yazdıklarını içinden okumaya başladı. Kibar, düşünceli ve şefkatli bir adam istiyorum. Gerçek bir adam, toy biri değil. Benden daha uzun boylu olmalı ve bilgisayar oyunları ya da bilardo, dart gibi oyunlara meraklı olmamalı. Benimle zaman geçirmekten hoşlanmalı, beni çekici bulmalı ve söylediklerimi gerçekten dinlemeli. Lütfen zeki biri olsun ama bana ukalalık taslayacak kadar da değil. Şöyle bir düşündükten sonra bir cümle daha ekledi. Ayrıca yaptığım esprileri anlayan biri olmalı.

Evrene bir mesajım var...
Herkes kağıtlarını almıştı. Martina anlatmaya başladı, “Yakın gelecekten beklentilerinizi düşünün. Daha iyi bir iş mi? Yeni bir ilişki mi? Yoksa bambaşka bir şey mi? Hayal gücünüzü kullanın. Bugün yapacağımız şey aslında sipariş vermek. Diyelim ki bir kitap okumak istediniz ve internetteki bir siteden sipariş ettiniz. Kitap elinize ulaştı. Peki ya sipariş vermeseydiniz, istemekle yetinseydiniz ne olurdu? Kitap elinize ulaşır mıydı? Elbette hayır. Çünkü sipariş vermediniz.

‘Bu güzel şeyler niye benim başıma gelmiyor?’
Sipariş vermeden sadece kelimeleri tekrarlayıp duruyorsunuz. Evrenin, sizin arzularınızdan, isteklerinizden ve dileklerinizden haberdar olması gerekiyor. Lüks isteklerden değil, mutlu ve tatmin olmuş bir insan olmanız için gerekli olduğunu düşündüğünüz şeylerden bahsediyorum.”

Bir solukta bitirdim kitabı dün. Elime aldım ve bir kaç saat içinde baktım ki son sayfadayım. Büyük bir keyifle okudum. Bu tarz hikayeleri okumayı sevdiğimden sanırım hiç sıkmadı beni. Tatlı bir dostluk, tatlı bi sevgi vardı kitabın içinde. Kitabı okurken, tertemiz kokan yumuş yumuş bi yatağın içinde taptaze bi güne merhaba demeye hazırlanıyormuşum gibi hissettim.

Hikaye, çok şeker bi köpeğin etrafında dönüyor. Dan, eşini yaklaşık bir sene önce kaybetmiştir. Ve tek dayanağı, tek dostu Anni'dir. Elbette 17 yaşında bir de kızı var ama köpeği yada kedisi olanların anlayacağını düşünüyorum. Kimseye anlatamayacağınız sıkıntılarınızı, sırlarınızı onlara anlatırsınız. İşte bu sebeple Anni'nin yeri çok daha başkadır Dan için.

Anni bi şekilde kaçırılır ve onu kurtaran Andrea olur. Eski kocası Andrea'nın hayatını zehir etmiştir fakat Anni'nin masumluğu ve sevgisi ile hayatı değişmeye başlar. Daha mutlu olur ve kendine güveni gelir. Olaylar bir şekilde kesişir, bir takım karşılaşmalar meydana gelir. Andrea hayatına devam etmek isterken, Dan ise artık yavaş yavaş hayatında yeniden birini istediği keşfeder...

Elbette hikaye böyle anlık karşılaşmalar ile geçtiği için bi kaç yerde sabırsızlanmadım değil, ay yeter artık bi şekilde buluşup denk gelsinler diye. Karakterler birbirlerini ya kıl payı kaçırdı ya da bir kaç dakikalık görüşmeler yapmak zorunda kaldılar.

Birde ufak bi ayrıntı vardı anlamlandıramadığım. Yani o ayrıntı olmasaymış da olurmuş. Bir kaç yerde de köpekle ilgili sahnelerde yazarın kendisini tekrar ettiğini hissettim. Hemen hemen herkesin ne şirin bir köpek bu diye sevmesi ilk başlarda hoşuma gitse de sonralarda tekrar tekrar karşımıza çıkması biraz abartı gibi geldi. Çünkü bence yazarın vermek istediği mesajı kitabın başlarında anladığımızı düşünüyorum. Ya da ben hayvanları çok sevdiğim ve zaten bir kediye baktığım için vermek istediği mesajı çok önceden aldım bilemeyeceğim şimdi onu. :))

Ama kitabı çok sevdim. Hem rahat okunduğu için hem de şirin bi hikayesi olduğundan bu tarz kitapları okumayı sevenlere rahatlıkla tavsiye edebilirim.

Not: Kitabın instagram üzerinden çekilişini yapıyorum katılmak isteyen olursa, şuraya bir tık. ^_^
Son Katılım Tarihi: 11 Eylül.