aşık bir adam sissoylu elantris kafes
"Dünyada sadece tek bir şey kötü yürekli bir insana karşı durabilir. O da başka bir insandır.
Ayıbımızda yatar şerefimiz. Sadece bizim ruhumuz, kötülüğe açık olan ruhumuz, onu yenmeye muktedirdir.

― Ursula K. Le Guin, En Uzak Sahil
shadow

Tılsım-ı Kudret - Göktuğ Canbaba

Şubat 19, 2018 3 yorum:
Uzun uzun yorum döşemeye hiç gerek yok valla. Canbaba’yı Ayyaş Buda ile tanıdım ve sevmiştim. Kitaba gözüm kapalı güvendim, yanılmadım. Bana göre akıcı bir anlatımı vardı. Elime aldığımın ertesi günü bitmişti bile. Hoş aynı gün içinde bile bitebilirdi iş güç olmasaydı. :) Konusuna detaylıca değinmeden kitabı şöyle bir anlatacak olursam: İslamiyet ve Yunan Mitolojisinden harmanlanmış öğelerle tanıdık dokular karşılıyor bizi kitapta. Tek bir yaratıcı ve onun yaratmış olduğu Tanrılar, muskalar, cinler, ney ile üflenerek dokunan tılsımlar ve daha neler neler.

Sıkmadan, tempoyü düşürmeden anlatıyor yazar. Zaman zaman geçmişe, Osmanlı dönemine gidip kitabın temelini oluşturan tılsımının yaratılışını okuyoruz, zaman zaman da günümüzde Fransız’ın tılsımın peşinde koşmasını. İlk kitap bitip de ikinciye geçtiğimiz de ise Kefenyırtan’ın artık sona ulaşmasının verdiği sabırsızlıkla muskanın süresinin dolması için Fransız ile giriştiği mücadeleyi okuyoruz.

Karanlık bir yönü olduğu kadar aydınlık bir tarafı da var kitabın.
Kitabı her açıdan sevdim ama en çok yazarın felsefesini sevdim: “İnsan kendi cehennemini kendi yaratır, yoktur cennet ya da cehennem.”

Evrenin Sonundaki Restoran - Douglas Adams (Hitchhiker's Guide to the Galaxy #2)

Şubat 16, 2018 Hiç yorum yok:
#alıntı

     “Yani,” dedi Kaptan, kelimeler arasında yolunu dikkatle seçerek, “sanırım, hatırlayabildiğim kadarıyla, biz oraya çarpmak üzere programlanmıştık.”
     “Çarpmak mı?” diye bağırdı Ford ve Arthur.
     “Eee, evet,” dedi Kaptan, “evet, bu da planın bir parçasıydı. Bunun şu anda tam olarak hatırlayamadığım çok iyi bir sebebi vardı. Şeyle ilgiliydi... ee...”
     Ford patladı. “Siz bir yığın yararsız Allahın cezası sersemsiniz!” diye bağırdı.
     “Ah, evet, işte bu yüzden,” diye gülümsedi Kaptan, “sebep buydu.”


***

“Eski ben öldü!" diye haykırdı. “Kendini öldürdü! Ölüler öyle ortalıkta dolaşıp yaşayanların işlerine karışmamalı!”

***

“Sizin tanrınız bir bahçenin ortasına bir elma koyar ve derki, arkadaşlar ne isterseniz yapın ama bu elmayı yemeyin. Sürpriz, sürpriz, elmayı yerler ve o saklandığı çalının arkasından fırlayarak ’sizi yakaladım’ der. Oysa yemeselerdi de bir şey değişmeyecekti.”


***


“Ulaşım biçimlerinin bir ço­ğunun sorunu diye geçirdi aklından, hiçbirinin çekilen
sıkıntılara değmemesiydi. Dünya’dayken sorun otomobillerdi. Bir yığın yapışkan, kara çamuru,kimseye zarar vermemesi için yerden toplayıp, araziyi kaplayan katrana ve havayı dolduran dumana çevirip, kalanı da denize dökmek, gibi dezavantajlar, bu vasıtalarla bir yerden bir yere daha çabuk ulaşmanın sağladığı avantajları bastırır gibi olmuştu -özellikle de vardığınız yer, muhtemelen bahsedilen dezavantajın sonucu olarak, ayrılmış olduğunuz yere çok benzer bir hale gelmiş bulunuyorsa, yani katranla sıvanıp, dumanla dolmuş ve balıklan tükenmişse.”

Son aylarda kitaplığıma neler girdi?

Şubat 16, 2018 1 yorum:
Selam millet. Nasılsınız? Ben baya bir boşladım burayı biliyorum. Hatta hâlâ buralarda dolaşanlar var mı onu da çok merak ediyorum.😅 Ara ara bloga uğruyorsanız eğer bir selam bırakıp giderseniz beni çok memnun edersiniz. Veya instagram’a gelip benimle muhabbet edebilirsiniz. Söz konusu kitaplar olunca bir şeyler karalamaktan, konuşmaktan asla usanmıyorum. En ufak sorularınızı dahi yanıtlarım. Gözden kaçmadıysa elbette.:)

Hazır uğramışken son zamanlarda kitaplığıma neler girdi, en çok hangilerini beğendim şöyle bir kısaca bahsedeyim dedim. Yorumlarını da tek tek gireceğim daha sonra.

Aralık ayına kadar gitmeye çalışacağım ve kitapları topluca çektiğim fotoğrafları kullanmaya özen göstereceğim çünkü aralık ayından bu yana epey kitap geçti elime. 😍

Kitapların bir çoğunu beğendim, kimisini henüz okuyamadım. Buraya uğramadığım süre zarfında okuma zevkim, bir kitapta aradıklarım, beğendiğim beğenmediğim bir çok şey de değişti.

Bilirsiniz eskiden kılı kırk yarar ince ince detaylandırır, en ufak kusuru kabul etmezdim fakat artık çoğunlukla keyif almaya bakıyorum. Keyif almak için kitabın başına otırduğum zaman da o takıldığım ince noktaları görmeyerek daha çok kitaptan zevk aldığımı fark ediyorum.

Beni buna iten ise bir dönem okuduğum hemen hemen her kitabı yavan bulmaya başlamam oldu. Okudukça beğenmiyor, beğenmedikçe artık kitap okuma sevgimi kaybediyordum yavaş yavaş. Sizlerin başına geldi mi hiç böyle bir durum? Geldiyse yazın bana ki yalnız olmadığımı bileyim.:)
Son dönemlerde elime geçen kitaplardan bir kısmı. Savaşın Son Kışı hariç diğerleri öykü kitabı. Yüz Kitap instagramda gezinirken keşfettiğim bir yayınevi oldu. Kitaplarına tek kelimeyle bayıldım! Yayınevinden 2 öykü kitabı bitirdim. Diğer ikisine şöyle bir başlayıp ağır ağır okumaya devam ediyorum. Seçtikleri eserlerin her biri gerçekten çok özel. Her bir öykü kitabı yumuşacık. İnsanı sarıp sarmalayan, sıcak çikolata mutluluğu bırakan zarif eserler. Öykü okumayı seviyorsanız ve Yüz Kitap ile henüz tanışmadıysanız mutlaka ama mutlaka kitaplarından birini temin edin.

Savaşın Son Kışı’nı henüz bitirdim. Onun yorumunu girerim bu posttan sonra ama tek bir şey diyecek olursam, alın okuyun pişman olmazsınız, derim.

Bu kule de yakın zamanda kitaplığımda yer edinenlerden bir kısmı işte. İçlerinden -Savaşın Son Kışı- hariç henüz birini okumaya fırsat bulamadım. Şenlikten Önce'ye başlamıştım ama pek benlik gelmedi daha doğrusu yazarı anlamaya çalışmayı kafam kaldırmadı. O yüzden daha sonra başına oturma kararıyla yarım bıraktım. Muhtemelen bu yazının sonrasında da Gölgeler Kraliçesini okuyacağım. 

Üçlünün ikisini okudum. Çikolata Kalpli Ejderha aşırı sevimli bir çocuk romanı. Çocuğuma ne okutsam acaba diye düşünen ebeveynlere tavsiyemdir. Hatta gençler ve yetişkinler bile okuyabilir. Aşırı minnoş bir hikayesi var.

Sisli Hatıralar Rıhtımı'nın da yorumu hazır onu da girerim birkaç güne. Buradan detaylıca anlatmama pek gerek yok. Sadece sevdim diyebilirim.

Aralık sonunda elimde okunmayı bekleyenler kitapların listesini yapmıştım ve şöyle bir manzarayla karşılaştım. :) İçlerinden dönüp bakıyorum da anca 7 kitap eritebilmişim. Geriye kalan 12 kitap hâlâ okunacak, çaktırmayın. :) 

Elbette okuduklarım, aldıklarım bu kadarla sınırlı değil. Çok çok daha fazlası fakat hepsini birden buraya yazmaya gücüm yok. Merak ediyorsanız eğer sizi instagram hesabıma alabilirim. :)

Türkiye Yayıncılar Birliği Çocuk Psikolojisi Üzerine Yayınladıkları Basın Bildirisi

Kasım 22, 2017 Hiç yorum yok:
Son zamanlarda ortaya çıkan birçok çocuk psikolojisi düşünülmeden basılmış kitaplar epey ses getirmiş, birçok okur ve ebeynin tepkisini çekmişti. Hemen hemen herkesin ortak düşüncesi çocuk kitaplarının basılmadan önce uzman bir ekip tarafından tekrar kontrol edilmesiydi.

Türkiye Yayıncılar Birliği de bu tepkilere ve isteklere cevap verdi. İşte yayınladıkları basın bildirisi;

 
TÜRKİYE YAYINCILAR BİRLİĞİ
Basın Bildirisi


KİTAPLARA TEPEDEN DENETİM
ÇOCUKLARA YARAR DEĞİL ZARAR GETİRİR
Çocuk kitaplarında, çocuk psikolojisine aykırı içeriklere maalesef rastlanmakta, bu konuda haberler basına yansımakta ve kamuoyunun haklı tepkisini çekmektedir. Ancak soruna çözüm olarak ortaya atılan, tüm kitaplara yönelik “uzman denetimi”nin yasalaştırılması talebini, hem çocuk yayıncılığı hem de çocukların geleceği açısından çok endişe verici bulduğumuzu belirtmek istiyoruz. 
Edebiyat eserlerinin “çocukları korumak” adına ideolojik denetime ve baskıya maruz kalması, edebi eserlerin kısmen ve tamamen sansürlenmesi, maalesef tarihimizde yeni olmayan ve özellikle eğitim alanında sıkça karşımıza çıkan uygulamalardır. Çocukları Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’nun raporlarıyla çocuk edebiyatının yanı sıra yetişkinlere yönelik edebi eserler ve dünya klasikleri bile dava konusu edilmekte; yayıncı, kitabının edebi eser olduğunu kanıtlamaya zorlanmaktadır.
Bunlar, her fırsatta itirazımızı seslendirdiğimiz yasakçı zihniyetin yansımalarıdır. Üstelik, eğitim kitaplarıyla edebiyat kitapları arasında doğallıkla olması gereken farkların bilincinde olunmadığının da göstergesidir. Ülkemizin çocuk edebiyatının tüm birikiminin böyle bir tepeden inme denetime mahkûm edilmesi, çocuklara verilecek en büyük zararlardan biri olacaktır. Edebiyatın özgürlüğünü elinden almak, yeni bir baskı mekanizmasıyla zihinleri daha da karartmaktan başka bir sonuç getirmez.
Çocuk yayınlarının, çocuk psikolojisine uygunluğunu incelemek; çocuklara yaşlarına, duygusal ve zihinsel gelişim düzeylerine ve ilgi alanlarına uygun kitapların üretilip sunulması önemlidir. Bu nitelikte kitapların üretilmesi öncelikle yayıncıların, çocuklara sunulması ise öğretmenlerin ve ailelerin doğal sorumluluğudur.
Çocuklarda travma yaratacak, zihinsel ve ruhsal gelişimlerine zarar verecek herhangi bir unsuru yayınladıkları kitaplarda bulundurmamak, elbette çocuk yayıncılarının başlıca etik sorumluluklarındandır. Yayınevleri, alanında uzman editörleri sayesinde, çocuk kitaplarının yayına hazırlanma sürecinde gerektiğinde farklı pek çok disiplinden uzmanların görüşlerine başvurarak, kitapların hedef yaş gruplarına göre yayımlanmasını sağlamakla yükümlüdür. 
İşini layıkıyla yapan yayıncıların bu konuda ne kadar hassas davrandıklarını, çocuklara okuma coşkusu ve hayal gücü zenginliği veren, zihinsel ve psikolojik gelişimlerini ivmelendiren sayısız nitelikli çocuk kitabından ve ebeveynlerin çocuk kitaplarına her geçen gün artan talebinden izlemek mümkündür.
Bu önemli konunun “edebiyata denetim” için vesile edilerek, çarpık biçimde tartışılmasına son verilmesini ve bu tür baskıcı yapılaşmalara yol verilmemesini diliyoruz.
BLOG DESIGN BY KRİSTALKİTAP