Goodreads Puanı: 4.02
Orijinal Adı: This Shattered World
Sayfa Sayısı: 544
Baskı Yılı: 201
Çeviri: Ebru Sürmeli
Yayınevi: GO! Kitap
JUBILEE CHASE İLE FLYNN CORMAC’ın hiç tanışmaması gerekiyordu.
Gezegenleri yaşanılır hale getirmek için kurulan terrafom şirketleri daha iyi bir gelecek vaadiyle topladıkları kolonicileri yeni gezegenlere yerleştirerek zengin olmuş, ama Avon gezegenine ilişkin vaatlerini hiçbir zaman yerine getirmemiştir. Flynn zorlu yaşam şartlarına isyan eden kolonicilerin başındaki isimdir.
Yüzbaşı Lee, isyancı kolonicileri kontrol altına almak için Avon gezegenine gönderilen askeri birliğin bir üyesidir amaisyancılardan nefret etmek için bambaşka nedenleri vardır.
Bitmek bilmeyen kanlı bir savaşta üstünlük sağlamaya çalışan Flynn, Yüzbaşı Chase’i kaçırıp rehin alır ama diğer isyancılar onu öldürmek isteyince hayati bir seçim yapar. Tüm gezegeni tehdit eden Cinnet, bataklıkta bir görünüp bir kaybolan gizemli ışıklar, birdenbire ortadan yok olan bir üs, bu iki düşmanı ortak bir savaşın içine çekecek ve ikisi için de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Nefes kesen bilim kurgu üçlemesinin ikinci kitabı Parçalanmış Dünyam, savaşın paramparça ettiği bir dünyada yeşeren bir aşkın hikâyesi…
Parçalanmış Dünyam, Benim Uzak Yıldızım'a nazaran daha bir aksiyonlu olmasına rağmen nedense ben ilk kitaptaki tadı tam anlamıyla alamadım. Hikayedeki aşk yine çok tatlı işlenmişti fakat işin içine biraz savaş girince yazar okuyucuya kabullendirtmeyi başaramayacağı ufak detaylarla hikayenin akışını sekteye uğratmış, en azından benim için kabul edilebilir değildi. Biraz daha gerçekçilik hiç fena olmazdı. Fakat bu tarz kitaplarda birçok okuyucu için çok da absürt karşılanmayacak dokunuşlardı. Onu da eklemeyi unutmayalım.
Kurgu yine ağır değil, yine herkesin okuyabileceği bir seviyede ve akıcılıkta.
Yine aşk, yine iki düşman ve yine aşılacak engeller var hikayede.
İlk kitaptaki fısıltılar da yine bizimle. Bu sefer etkilerini daha farklı görüyoruz.
Ana karakterlerimiz bildiğiniz gibi farklı bu kitapta. Lilac ve Tarver yok. Sadece birkaç ufak sahneyle boy gösteriyorlar o kadar. Yine de özlem gidermek isteyenler için ideal.
Jubilee beklediğimden daha sert bir karaktere sahipti ve bu kadar sert olduğu için yelkenleri neredeyse hemen suya indirmesini garipseyerek okudum.
Flynn'a biçilen rol, daha yumuşak daha ağırbaşlı daha barışçıldı. Başından sonuna kadar tavrı netti ve değişmedi. İstediğini alabilmek, halkına özgürlük verebilmek için elinden geleni yaptı ve belki de ben olsam intikam peşinde koşardım dediğim sahnelerde bile karşı tarafa güvenmeyi, en azından halkı için katlanmayı seçti.
Çeviri ve redaksiyonda sorun göremedim ben. Aslında dönüp geri şöyle bir bakıyorum da GO! her kitabıyla titiz bir çalışma çıkartıyor ortaya. Hızlıca çıksın, çabuk elden geçsin diyen yayınevlerinden değil. Ve bu tavrıyla da her kitabını kaliteli bir şekilde okuyucuya sundukları için kendilerine teşekkür ederim. Sanırım bu konuya daha önce hiç değinmemiştim. Yazık etmişim. :)
Tavsiye kısmına gelirsek, kitabı Benim Uzak Yıldızım'ı ağır temposundan dolayı şikayet edenlere tavsiye edebilirim çünkü bu sefer tempo ilk kitaptaki gibi değil. :) Ve benim gibi aslında Benim Uzak Yıldızım'ın ilerleyişini sevenler için de aynı tempoda bir kitapla karşılaşmayacağınızın bilincinde olup okuyacak olursanız önerebilirim.
Sonuç olarak kötü bir kitap değil kesinlikle. Kafa dağıtmak adına, aşk olsun ama biraz da içine farklı bir kurgu karışsın diyen herkes okuyabilir.
Ben ilk kitabı da aşırı beğenmemiştim bunu da alırsam seri devam etsin diye alacağım ama sonra bunun için de almasam mı diyorum, bilemedim. :D
YanıtlaSil2.kitap cok iyi ancak birinci kitabi bulamadim. Ne yazarsam bulabilirim
SilKitabı tavsiye ediyorum
YanıtlaSil