Kristal Kitap: Jamie McGuire - Ayaklı Bela (Beautiful, #2)

Tür: Aşk, New Adult
Goodreads Puanı: 4,26
Orijinal Adı: Walking Disaster
Sayfa Sayısı: 463
Baskı Yılı: 2013
Çeviri: Bora Evren
Yayınevi: Yabancı Yayınları

Aşıksan başın belada!

Abby Abernathy; geçmişini unutmak için kalkıp uzak bir şehre okumaya gelen, temkinli, kendi hâlinde bir kız. Travis Maddox; hayatını dövüşerek kazanan ve aşka inanmadığı için tek gecelik ilişkilerle avunan bir erkek. Aşk ve bela birbirine hiç bu kadar yakışmadı...

Travis annesinden hayatla ilgili iki şey öğrendi: Aşkı bul. Ve onun için ölümüne mücadele et.Bu hikâyeyi biliyorum demeden önce bir kez daha düşünün. Her aşk hikâyesinde iki taraf vardır: Esas oğlan ve esas kız. Tatlı Bela'da esas kızı dinledik; peki ya, esas oğlan?

Bir erkeğin aşkı için verdiği mücadeleyi kendi ağzından tüm içtenliğiyle dinlemeye hazır olun...

Tatlı Bela yorumumu okuduysanız eğer, Abby'nin bakış açısından yazılan kitabı sevmediğimi, bir sürü eksiğine rağmen içinde sadece Travis Maddox olduğu için katlandığımı da biliyorsunuzdur. Ayaklı Bela'yı okudum. Okumaz olaydım. Şimdi Abby'i bana verin onu paramparça edesim var diye dolanıyorum ortalıklarda. Aklımdan bildiğim tüm küfürleri sayıyorum şuan! Sen ne kadar bencil bir... bir ka... şeysin işte! Doğmaz olaydın Abby. Var olmaz olaydın! Biz Travis'i bağrımıza basardık. Senin gibi acı da çektirmezdik!

Konusuna içeriğine çok fazla girmek istemiyorum. Zaten konusu Tatlı Bela ile aynı ki farklı olması da beklenemezdi zaten. Sonuçta, Abby&Travis aşklarının olay örgüsü sadece Travis'in ağzından anlatılıyor bu kitapta. Sadece başı ve sonu farklı. Travis'in annesini kaybettiği sahneden başlıyor hikayemiz. Böylece neden bu kadar kötü çocuk izlenimi yarattığını anlıyoruz. Neden Abby'nin bu denli önemli olduğunu neden aşık olduğunu vs. Sonu ise benim için şok oldu diyebilirim. Kırk yıl düşünsem böyle bir son beklemezdim...

Bazı ufak ayrıntılar eklenmiş. Mesela Travis, ilk defa bir kız için kapıları tutuyor geçerken ya da arabanın kapısını açıyor ama Abby bunların farkında değil. O kendi baloncuğu içinde yaşasın dursun zaten! Daha sonra bir sahnede kapı dinleme olayı vardı. Çok gülmüştüm orada. Americe ile Abby'nin banyoda ki konuşmalarını kapı arkasından dinliyordu. Birde Abby doğum gününde sarhoşken yaptıklarını falan hatırlamıyor ama Travis'i ağzından o gün tam olarak neler yaşandığını okuyabiliyoruz. Travis'in America ve Shepley ile olan diyaloglarını ben çok merak etmiştim. Burada tüm bunlar su yüzüne çıkıyor. America'nın Travis'i desteklediğini biliyorduk ama Abby hakkında neler söylediğini bilmiyorduk. Ayrıca, Tatlı Bela'da Shepley'in sürekli olarak ilişkilerine karşı çıktığından falan bahsediliyordu ama işin aslı tam olarak öyle değilmiş. Birde ailesi var tabii. Onları unutmamak gerek. İçlerinden en çokta Trenton Maddox'un hikayesini merak etmeme sebep oldu.

Sonuç olarak Ayaklı Bela, Tatlı Bela'dan çok daha iyiydi. Sadece Travis'i okuduğumdan değil, eksikliğini hissettiğim şeylerin bir çoğunun bu kitapta olmamasından dolayı. Abby tam bir duygusuz kal...tı ama Travis öyle değil. Ayrıyken çektiklerini okudukça benim burada kalbim parçalandı resmen. Kıskançlıkları, arzuları, öfkesi, heyecanı bolca verilmiş. Birde dövüş sahneleri var. Yine çok kısadan geçmesine rağmen en azından daha bir ayrıntı verilmişti. Vee sonunda Abby'nin nasıl göründüğünü öğrenebildim. Bronz bir tene, uzun bacaklara, gri renkte gözlere ve kahverengi saçlara sahipmiş. Kitabın çevirisi de benim çok hoşuma gitti. Onu belirtmeden geçmek istemedim. Baya bildiğiniz küfürlü argolu kelimeler havada uçuşuyordu. Yazarın yansıtmak istediği kötü çocuk modeli bozmadan çevrilmiş. Hal böyle olunca okurken daha bir keyif aldım...