Goodreads Puanı: 4.54
Orijinal Adı: Shadowfever
Sayfa Sayısı: 790
Baskı Yılı: 2014
Çeviri: Egemen Özkan
Yayınevi: Artemis Yayınları
Umut Güçlendirir, Korku Öldürür
MacKaylaLane, ablası Alina’yla birlikte evlatlık verilip İrlanda’yı bir daha dönmemek üzere terk ettiğinde küçük bir çocuktu.
Yirmi yıl sonra Alina öldü ve Mac, ablasının katilini bulmak için İrlanda’ya dönmeye karar verdi. Doğaüstü güçlere sahip, lanetlenmiş bir soydan geldiğini keşfettikten sonra ise kendini esrarlı bir geçmişin içinde buldu. İnsanların, binlerce yıldır aralarında gizlenen ölümsüzlerle yaşadığı çatışmanın tam ortasında kalmıştı.
Mac artık bir yandan acılarına göğüs germeye çalışırken, bir yandan da kendini dünyaları yaratma ve yok etme gücüne sahip bir büyü kitabı olan SinsarDubh’ı ele geçirmeye adamıştı.
SinsarDubh, Mac’i yüzüstü bırakıp sevdikleriyle arasında ölümcül bir patika oluşturduğunda ise avcı, artık av olmuştu. Mac artık kime güvenebileceğini kestiremiyordu. Sürekli rüyalarına giren o kadın kimdi? En önemlisi, bizzat Mac kimdi?
“Dudaklarımda Düşmanımın, Ablamın Sevgilisinin, Sevgilisin Katilinin Dudakları, Hak Ettiğim Cezanın Tadına Bakıyorum.”
“Gölge Ateşi beklediğim, istediğim, ihtiyaç duyduğum, açlığını çektiğim her şeyi ve çok daha fazlasını veriyor.”Fresh Fiction
İçinde kitap ile ilgili çok çok önemli spoilerlar içermeyen, hatta sadece bir tanecik ufacık bir spoiler içeren bir post bu. Oda Barrons'un sevdiği bir şey. Yani spoiler demek ne kadar doğrudur buna tartışılır. Yorumu ona göre okuyun. Ne sevdiğini öğrenmek istemiyorsanız kitabı bekleyin! :) Ayrıca yorumdan ziyade benim kitaba olan hislerimi içeren bir mektup gibi oldu bu konu. Veya sitem. Devamına ilerlemek istemeyenler için tek bir şey söyleyebilirim. Seri içinde okuduğum en harika kitaptı! En mükemmeliydi. Şu ana kadar hiçbir kitabı birbirinden ayırmadan sevmiştim ama Gölge Ateşini baş tacı yapacak kadar çok sevdim. Bu kitap hem beklediğim her şeydi hem de beklediğim hiçbir şey...
Devamını okumak isteyenler içinse, kitap bittiği andan itibaren işte aklımdan, içimden, kalbimden geçenler; :)
Bitemez yaaaa bitemezzz. Böyle harika bir seri nasıl bitebilir. Ben kesinlikle bir aptalım! Bu kadar çabuk okuyarak ne elde etmeye çalıştığımı bir türlü çözemiyorum. 5-6 senelik bir hikaye bitti mi şimdi? Daha fazla Barrons daha fazla Mac yok mu? 790 sayfa o kadar az geldi ki. Ve yazar yine yapmış yapacağını. Son sayfaya kadar hep bir merak hep bir gizem içinde kaldık. Ve hiçbir şeyi tam manasıyla bitirmedi. Her şeyin devamı ICED serisinde anlaşılan.
Her şeyi bu kitapta öğrenecektik öyle deniliyordu. Çoğu şeyin cevabını aldık. Ama aldığımız cevaplar yalnız değildi. Beraberinde yeni sorularla geldiler. O karakterlerin tek tek kim olduklarını ve ne yaptıklarını öğrenmek ise şok oldu benim için. Şu rus matruşka bebekleri var ya hani. Her birinin içinde başka bir bebek vardır. Olaylar resmen o şekilde gelişti. Birini çözdüm derken yeni bir sorun. Cevabı buldum derken yeni bir soru. İntikamı aldım derken, yeni bir intikam sebebi...
Uzun bir süre hazmedemeyeceğim serinin bitmesini. Karalara bağlayacağım sanki. :( Üzerinden bir kaç gün geçsin oturup bayıldığım bölümleri tekrar tekrar okuyacağım. Hele Barrons'un elmalı turtayı sevip dondurmadan nefret ettiğini öğrendiğim sahneyi 10 kere daha okuyabilirim. Ezberleyene kadar. :) Ve Barrons'un Mac'i güldürmek için uğraştığı sahneyi. Ve çok önemli bir olayın ortasında, herkes kavga ederken, Mac ve Barrons'un bakışarak konuştuğu sonrasında ise Barrons'un kahkahayı bastığı sahneyi. Sanırım burayı da ezberleyeceğim.
Offff cidden bitmemeliydi bu kitap. :( Şimdi KMM'nin facebook sayfasında milletin Barrons'u özledik diye yorumlarla doldurmasının sebebini anlıyorum. Daha kitap bitmeden son sayfalarda bende özlemeye başladım. Tekrar tekrar okumanın yeteceğini sanmıyorum. Kesinlikle yeni sahnelere ihtiyacım var. Sonsuz yaşamlarını okumaya ihtiyacım var gibi hissediyorum! Sanırım bu delilik. İnsan böylesi bir hayal dünyasına kendisini kaptırmamalı. Evet evet. Kendime gelmeliyim. Ahh ahh...
Saatlerce yazabilirim. Saatlerce konuşabilirim bu kitap hakkında. Sürekli bir şeyler hakkında fikirlerimi söyleyebilirim. Harry Potter serisinden bile çok seviyorum şu seriyi. JK Rowling'den daha çok seviyorum Karen Marie Moning'i. Ve keşke 9'un diğer karakterlerinin de hikayelerini yazsa. Ryodan'ı çok seviyordum. Artık Lor'u da seviyorum. KMM'nin facebook sayfasında alıntılarını okuyordum Lor'a ait ama onu direkt okuyunca daha bir sevdim.
Ve bir ara acayip mutlu etti beni yazar. Çok kısa neredeyse bir bölümcük kadar Barrons'un gözünden bir sahne okuduk. Ben ara ara onun bakış açısından bir şeyler yazacak diye sevinmiştim ama kitabın sonuna kadar böyle bir şeye denk gelmedik bir daha. Keşke gelseymişiz. Onun ağzından okumak daha bir farklı. Aklıma gelmişken KMM'nin Barrons'la yaptığı röportajı okumuş muydunuz? Eğer okumadıysanız muhakkak okuyun! Sonra da ne demek istediğimi anlayacağınıza eminim.
Ve alıntılar hazırlayacağım. Kitabı okumadan alıntılara göz atmak isterseniz diye. Barrons'un gözünden olan sahneyi de yazacağım. Hatta alıntılarım tek bir posta sığmayabilir bile. Bir kaç post hazırlayabilirim. Hazırlıklı olun. Bu ay dolu dolu Gölge Ateşine maruz kalabilirsiniz. :)
Edit: En büyük en önemli şeyi yazmayı unutmuşum.Aptal kafam benim. Çevirisi ile ilgili söylemek istediğim bir kaç cümle vardı. Onları ekleyeyim hemen buraya. Öncellikle çevirmenimiz değişmiş ve bu yüzden ilk başta çeviriye alışamadım. Hatta sürekli Gümüşlerden Silvers olarak bahsedilince yeni terimler mi gelmiş diye düşünmüştüm ki sonradan anladım ne olduklarını. Barrons Kitap ve Süs Eşyaları ise, orijinal halini korumuş. Hiçbir çekilde çevirisine dokunulmamış. Yani Barrons Book and Baubles olarak okuyuruz kitapçı dükkanının adını. Tüm günler salonuda orijinalliği koruyan terimlerden. Unseeli ve Seeli de tabii ki. Birde ufak bir şey daha var. İki yerde geçiyor. Onu eklemek istemiyorum ne olduğunu spoiler olarak algılayanlar olabilir.
Fakat çeviriye dair en sevdiğim şey şu oldu. Barrons'un küfürleri olduğu gibi çevrilmiş. Ulan lı s.ktirli konuşan bir Barrons vardı karşımızda. Yazarın başından beri yansıttığı karakteri sonunda bu çevirmen sayesinde okuyabildik diyorum ben. Terimlerin orijinal bırakılmasını da hoş buldum. Hiç çevrilmemiş olması yanlış çevrilmesinden çok daha iyi bana göre.
Saatlerce yazabilirim. Saatlerce konuşabilirim bu kitap hakkında. Sürekli bir şeyler hakkında fikirlerimi söyleyebilirim. Harry Potter serisinden bile çok seviyorum şu seriyi. JK Rowling'den daha çok seviyorum Karen Marie Moning'i. Ve keşke 9'un diğer karakterlerinin de hikayelerini yazsa. Ryodan'ı çok seviyordum. Artık Lor'u da seviyorum. KMM'nin facebook sayfasında alıntılarını okuyordum Lor'a ait ama onu direkt okuyunca daha bir sevdim.
Ve bir ara acayip mutlu etti beni yazar. Çok kısa neredeyse bir bölümcük kadar Barrons'un gözünden bir sahne okuduk. Ben ara ara onun bakış açısından bir şeyler yazacak diye sevinmiştim ama kitabın sonuna kadar böyle bir şeye denk gelmedik bir daha. Keşke gelseymişiz. Onun ağzından okumak daha bir farklı. Aklıma gelmişken KMM'nin Barrons'la yaptığı röportajı okumuş muydunuz? Eğer okumadıysanız muhakkak okuyun! Sonra da ne demek istediğimi anlayacağınıza eminim.
Ve alıntılar hazırlayacağım. Kitabı okumadan alıntılara göz atmak isterseniz diye. Barrons'un gözünden olan sahneyi de yazacağım. Hatta alıntılarım tek bir posta sığmayabilir bile. Bir kaç post hazırlayabilirim. Hazırlıklı olun. Bu ay dolu dolu Gölge Ateşine maruz kalabilirsiniz. :)
Edit: En büyük en önemli şeyi yazmayı unutmuşum.Aptal kafam benim. Çevirisi ile ilgili söylemek istediğim bir kaç cümle vardı. Onları ekleyeyim hemen buraya. Öncellikle çevirmenimiz değişmiş ve bu yüzden ilk başta çeviriye alışamadım. Hatta sürekli Gümüşlerden Silvers olarak bahsedilince yeni terimler mi gelmiş diye düşünmüştüm ki sonradan anladım ne olduklarını. Barrons Kitap ve Süs Eşyaları ise, orijinal halini korumuş. Hiçbir çekilde çevirisine dokunulmamış. Yani Barrons Book and Baubles olarak okuyuruz kitapçı dükkanının adını. Tüm günler salonuda orijinalliği koruyan terimlerden. Unseeli ve Seeli de tabii ki. Birde ufak bir şey daha var. İki yerde geçiyor. Onu eklemek istemiyorum ne olduğunu spoiler olarak algılayanlar olabilir.
Fakat çeviriye dair en sevdiğim şey şu oldu. Barrons'un küfürleri olduğu gibi çevrilmiş. Ulan lı s.ktirli konuşan bir Barrons vardı karşımızda. Yazarın başından beri yansıttığı karakteri sonunda bu çevirmen sayesinde okuyabildik diyorum ben. Terimlerin orijinal bırakılmasını da hoş buldum. Hiç çevrilmemiş olması yanlış çevrilmesinden çok daha iyi bana göre.
Şu serinin çeviriden yana ne zaman şansı oldu ki. :/
YanıtlaSilÇok doğru söylediniz. :) Zavallı seri sadece çeviriden değil hiç bir şeyden yana şansı olamadı. :)
Sil
YanıtlaSilMerhaba.
Eğer stres ve hızlı onayı olmadan kişisel veya işletme kredisi ihtiyacınız var mı? Eğer öyleyse biz şimdi asal faiz oranı kredi sunuyoruz olarak, lütfen bize ulaşın. Bizim kredi güvenli ve daha fazla bilgi ve uygulamalar için güvenli olduğunu, bu e-postaya cevap lütfen. (faithbank@ymail.com) gerekli ismi ve miktarı.
http://faithbankcompany.gnbo.com.ng web sitemizi ziyaret edin.
kitabı okuduktan sonra 3 gün barrons diye gezdim ortalıkta şimdi 1.kitaptan rtekrar okumaya başlamak istiyorum.. ilk 3 kitaptan sonra yazarın değişmesi ay bu neydi şimdi diye söylenmeye başladım melun denmesine alışmıştım ama onun haricinde seri mükemmel......
YanıtlaSilkitabı bende yeni bitirdim ve resmen karalar bağladım şu an etkisinden kurtulamıyorum neden bittiki hemen bir çırpıda okumasaydım keşke :( :( ve seninde yazdığın şu cümlelerin hepsini bende deim :(
YanıtlaSil"Offff cidden bitmemeliydi bu kitap. :( Şimdi KMM'nin facebook sayfasında milletin Barrons'u özledik diye yorumlarla doldurmasının sebebini anlıyorum. Daha kitap bitmeden son sayfalarda bende özlemeye başladım. Tekrar tekrar okumanın yeteceğini sanmıyorum. Kesinlikle yeni sahnelere ihtiyacım var. Sonsuz yaşamlarını okumaya ihtiyacım var gibi hissediyorum! Sanırım bu delilik. İnsan böylesi bir hayal dünyasına kendisini kaptırmamalı. Evet evet. Kendime gelmeliyim. Ahh ahh..."
bu kitabın etkisinden nasıl kurtulucam :(