Herkesleşme inandırıcılıktan uzak bir anlatıma sahip. Yazar da bunun farkındaymışçasına ara ara açıklamalar yapmaya ihtiyaç duyuyor ki özellikle son sayfalarda, aslında size böyle anlattım ama şöyleydi der gibi okuyucuyla dalga geçmiş resmen. "Siz bunu gördünüz ama kaçırdığınız bir nokta vardı burada, bakın!"
Yaşamını sonlandırmaya meyilli bir karakter var. Sebepleri yetersiz, intihara meyilli olan ruh halinden yoksun. Zeyneb'e karşı beslediği duygular yazılmış evet ama his olamamışlar. Ham kalmışlar, olgunlaşamadan dalından toplanmışçasına serpilmiş sayfaların arasına. Yazıda var ama okuyucuya geçemiyor karakterin hiçbir ruh hali, hisleri.
Ve oldukça güçsüz bir anlatım ile apar topar yazılmış bir son.
Tatmin etmedi beni.
Önermiyorum.
Yazarla ilk tanışmam; hayal kırıklığına gebe kaldı. O çocuk doğsun daha da hayal kırıklıklarına sebep olsun istemiyorum. Bu durumda kürtaj serbest mi hakim bey?
"Zeyneb'le o akşam güzel bir parkta oturduk ve âşık olduk. Güzel bir parkta oturmak ve âşık olmak harika bir şeymiş. Küçük kesekâğıdından çıkardığım pişmiş kestanelerin kabuğundan kolayca ayrılan kısımlarını ona veriyor, tüylü zarını soyamadığım kırıntılarını ise kendi ağzıma atıyordum. İsimlerimizi henüz bilmiyorduk. Sorma gereksinimi de duymamıştık herhalde. Nasıl olsa öğrenecektik. Ve ben ilk başta bunu Zeynep olarak algılayacaktım. 'Yalnız sonu b ile' diye uyardığındaysa önümüzdeki senelerde ona 'Zeynebim' derken adını bozmayacak olmaktan büyük sevinç duyacaktım."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder