aşık bir adam sissoylu elantris kafes
"Dünyada sadece tek bir şey kötü yürekli bir insana karşı durabilir. O da başka bir insandır.
Ayıbımızda yatar şerefimiz. Sadece bizim ruhumuz, kötülüğe açık olan ruhumuz, onu yenmeye muktedirdir.

― Ursula K. Le Guin, En Uzak Sahil
shadow

Masaldan Öte, Melete - Kat Howard

Haziran 03, 2017
İflah olmaz bir karanlık hikaye tutkunluğum var. Oyunlar, filmler, mangalar, kitaplar... Gösterilen pembe masallarının arkasında eğer bir karanlık varsa o zaman beni cezbetmek çocuk oyuncağı oluyor. Kusurları göz ardı edebilirim rahatlıkla.

Melete'nin de eksiklikleri olduğunu düşünüyorum ama içerisindeki karanlık dokunun verdiği hazla ikinci kez kusurlara dönüp de bakmıyorum. Ben istediğimi almışım, mutlu olmuşum ya gerisi önemli değil benim için. Bu yüzden rahatlıkla hikayeyi sevdiğimi söyleyebilirim. En ufak bir vicdan azabı çekmeden.

Hikayedeki karakterlerden biri diyor ki: "Ama bir insan gözünden işler çok farklı. Sana istediğin her şeyi alabileceğini söyleyenler çıkabilir. Seni seven sana destek olacağını ve eğer olmazsa bunun seni zaten hiç sevmediği anlamına geldiğini ileri sürebilirler. Ama bu tam olarak doğru olmaz. Kendine ve sanatına öncelik vermen gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta, kalıcı olan sanattır. Ancak bu seçimi yapmak fedakarlık gerektirir. Bir kara vermeden önce yalnızca ne istediğini değil, ona ulaşmak için nelerden vazgeçebileceğini de bilmen çok önemlidir."

Kitabın ana teması bu söz üzerine diyebilirim. Sanatın için neleri feda edebileceğini, ödeyeceğin bedelleri ve başarıyı ne kadar arzuladığınla ilgili.

Açıkçası, bu düşüncenin çok fazla öne çıkarıldığı düşüncesindeyim. Şöyle ki; aile olmayı da anlatıyor yazar bizlere, sadece sanat üzerine durmuyor. İki kardeşin arasındaki bağı, annesiyle yaşadıklarını da es geçmiyor sanatı anlatırken ama biraz dikkat edilirse şayet her şey yazarın sanatı anlatırken kullandığı kelimelerin yanında basit kalıyor.

Karakterin acıları, sanatı yaşarken ki hislerinin yanında sönük kalıyor. Imogen'nin perilerin varlığını öğrenmesiyle Evan'ın heykellerini gördüğü andaki tepkisine kıyasla yetersiz kalıyor. Yaşadığı ihanet Ariel'in şarkılarını dinlerken hissettikleri kadar geçmiyor okuyucuya. Annelerin bile (hikayede önemli rollere sahip iki anne var) sanata ve başarıya olan tutkularının evlat sevgisinin çok ötesine geçtiğini görüyoruz.

Yazarın sanatı çok fazla ön planda tuttuğu diğer her şeyin yardımcı oyuncu oldukları bir hikaye bu.
Bize vermek istediği buysa güzel bir hikaye okuduğumu söyleyebilirim fakat hem kurguyu hem "tüm" duyguları hem de sanatı kitaba güzelce yedirip bizlere okurken eksiklik hissettirmeden yansıtsaymış daha güçlü bir roman okuyabilirmişiz.



Yine de kendi zevklerime ve tercihlerime göre yazarı sevdiğimi aynı karanlık dokuyu eğer her kitabında okuyabileceksek sıkı takipçisi olacağımı söyleyebilirim. :)


Sanatçıların inzivaya çekildiği, saygın ama karanlık sırlar taşıyan sanat okuluna adını veren “Melete” üç Yunan perisinden birisidir: Aoide (şarkı), Mneme (hafıza) ve Melete (uygulama). Yani kardeşlerden en küçüğü.

Melete’nin, sanatçılara çalışmaları sırasında “ilham” verdiğine inanılır. Okulun kurucuları burayı yeni yetişmekte olan sanatçıların, dış dünyanın müdahalesinden uzakta, sadece sanatlarına odaklanabilecekleri bir yer olarak tasarlamıştır. Yazar Imogen ve dansçı kardeşi Marin, özel olarak seçildikleri Melete’de sanatı ve aşkı uzanabilecekleri kadar yakınlarında bulmuştur.

Ancak kısa süre içinde okulda gözle görünenden fazlası olduğunu anlamaya başlarlar. Imogen çocukken hayalini kurduğu bir rüyayı yaşamaktadır. Ancak geçmişinden kaçmak ve gerçek arzusuna ulaşmak istiyorsa, korkunç bir bedel ödemek zorundadır.

Başarıya ulaşmak için siz neleri feda ederdiniz? Hayallerinin de ötesinde büyük bir şöhrete kavuşması için, bir sanatçının en fazla ne kadar ödün vermesi gerekir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY KRİSTALKİTAP