aşık bir adam sissoylu elantris kafes
"Dünyada sadece tek bir şey kötü yürekli bir insana karşı durabilir. O da başka bir insandır.
Ayıbımızda yatar şerefimiz. Sadece bizim ruhumuz, kötülüğe açık olan ruhumuz, onu yenmeye muktedirdir.

― Ursula K. Le Guin, En Uzak Sahil
shadow

Dizi Yorumu: Under the Dome

Ekim 31, 2013 Hiç yorum yok:
Under The Dome

  
Yapım: 2013
Ülke: Amerika  
Tür: Dram, Korku, Gizem, Gerilim
Süre: 45 dakika
IMDB Puan: 7.3/10
DP Puanı: 7.4/10  
Daha Detaylı Bilgi İçin: Divxplanet;Under the Dome




Konusu

Stephen King'in aynı adlı romanından uyarlanan Under The Dome'un yapımcılığını Steven Spielberg üstleniyor...

Amerika ile aynı hafta FX ekranlarındaki dizide Mike Vogel, Colin Ford ve Aisha Hinds başrollerde! Dış dünyaya hoşçakal deme vakti...

Gerilim/korku romanlarının efsane yazarı Stephen King ve Oscar ödüllü Steven Spielberg'ü biraraya getiren Under The Dome geçilmesi imkansız, şeffaf bir kubbe tarafından kuşatılan bir kasabanın hikayesini anlatıyor. Kaçmanın imkansız olduğu Chester's Mill kasabasında oturanlar süresiz olarak kapana kısıldıklarını farkeder ve yeni bir toplum oluşturmaya çalışırlar. Kubbenin nereden geldiği, neden Chester's Mill'i hedeflediği ve dışarı nasıl çıkabileceği gibi sorular herkesin aklını kurcalarken bir yandan da kasaba sakinleri kendi aralarındaki gerginlikler ve sorunlarla başa çıkmaya çalışıyorlar. Fedakarlık, kahramanlık, korku ve açgözlülük gibi insan ruhunun gerçek bileşenlerini harekete geçiren heyecan dolu dizi olağanüstü durumların insanların içindeki iyiyi ve kötüyü nasıl ortaya çıkardığını gözler önüne seriyor.

Dizi Yorumu: Orphan Black

Ekim 29, 2013 Hiç yorum yok:

Orphan Black

Yapım: 2013
  Ülke: Kanada, Amerika
  Tür: Aksiyon, Dram, Bilim-Kurgu
  Süre: 60 dakika
  IMDB Puan: 8.1/10
  DP Puanı: 7.3/10Yönetmen: John Fawcett
  Daha Detaylı Bilgi İçin: Divxplanet; Orphan Black






Konusu

Yetim Black, Sarah adında zor koşullara adapte olabilmiş kılık değiştiren bir yetimdir. Bir kadının intiharına tanık olduktan sonra Sarah kurbanın kendine çok benzediğini fark eder. Ölü kadının yerine geçerek birikimlerini kullanınca bütün sorunlarının çözüleceğini zannederken onun yerine şaşırtıcı bir gizemin farkına varır: Ölü kadın ve kendisi birer klondur. Sarah cevaplar aradıkça kendisi gibi birçok insanın olduğu öğrenir. Bu kişiler aile fertlerinden şüphelenmeyen ve tamamen farklı koşullarda yetişen genetik olarak aynı insanlardır. Bu klonları kimin yarattığını bilmezken neden bir suikastçi tarafından bir bir öldürüldüklerini de bulmak zorundadır.

Judith McNaught - İçinde Aşk Saklı (Westmoreland Saga #2)

Ekim 23, 2013 2 yorum:
İçinde Aşk Saklı
Tür: Tarihi Aşk Romanı
Goodreads Puanı: 4.20
Orijinal Adı: Whitney, My Love
Sayfa Sayısı: 679
Baskı Yılı: 2009
Çeviri: Melek Aslı Öztürk
Yayınevi: Epsilon Yayınları



Whitney'in yanına uzandı Clayton. Başparmağıyla Whitney'in yanağına dokundu ve genç kadının elmacık kemiğinin nazik kıvrımını parmak ucunda hissetti. Clayton bu kadının ruhuna, tazeliğine tapıyordu adeta; Whitney'in tutkusu iç yakıcı ve tahrik ediciydi... Bunu düşündüğünde bile Clayton iliklerine yayılan keskin bir acı hissediyordu. Bu kadın tıpkı onun umduğu gibi, hatta umduğundan da öte bir yaratıktı; inatçıydı, tatlıydı, şehvetliydi, küstahtı ve zekiydi... Heyecan verici bütün zıtlıkları içinde barındıran bir hazineydi. Clayton'ın hazinesiydi.


Böylesi harika kitaplara yorum yazmak daha zor sanki. Öveceğiniz, begendiğiniz ve üstüne basa basa bahsinin geçmesini istediğiniz o kadar yer oluyor ki kitaplarda, nerden başlayacağını ne kadarını anlatacağını şaşırıyor insan. Kitabın nesinden bahsetmeliyim ki diye soruyorum kendime! Her bir tarafı ayrı bi güzeldi. Her bir cümlesinde ayrı bir duyguyu hissediyorsunuz okurken. Kitabın hele de böylesine uzun olmasıda cabası oluyor sanırım. Tam tamına 676 sayfa! Keşke her kitap böylesine uzun olsa ahh ahh...

Kitabın konusundan bahsetmeme gerek var mıdır ki acaba? Herkes Judith denilince akla ilk Clayton'un geldiğini -ve tabii ki aşkı yüzünden yaptığı onca berbat şeyleride- biliyordur değil mi? Yoksa sadece bana mı öyle oluyor?. Judith'in yarattığı tüm karakterleri seviyorum elbet ama hikayesini asla unutmadığım, okurken kendimden geçtiğim, her defasında Clayton'un acısını kendi acımmış gibi hissettiğim, onu kendi eşekliği yüzünden çektiği acılarını hafifletebilmek için bağrıma basmak bir arzu duyduğum tek karakteridir. Royce'un da yeri ayrı elbette o benim ilk göz ağrım yani yeri ondan ayrı. Ve kimi zaman bazen çok kısacık bir an böyle kendimden mi geçtim acaba diyebileceğim o minicik bir an dahi olsa Barrons'tan vaz geçip Claytooonnn diye haykıracağımı düşündüğüm anlarda olmuyor değil. Düşünün yani ateş serisinin tutkunuyum ben. Tapıyorum o seriye. O derece seviyorum yani İçinde Aşk Saklıyı ve karakterini ki böyle arada bir acabalar yaşıyorum. :)

Judith McNaught - Miracles (Westmoreland Saga #3.5)

Ekim 21, 2013 3 yorum:
Miracles
Tür: Tarihi Aşk Romanı
Goodreads Puanı: 3.82  
Orijinal Adı: A Holiday Of Love: Miracles
Sayfa Sayısı: 74
Baskı Yılı: ~
Çeviri: Pl1, Tantana
Yayınevi: ~



Beni öpmesine izin vermemem gerektiğini biliyordum, bunu biliyordum, ama Nicholas DuVille tarafından öpülseydin, anlardın. Gülümsemesini görseydin veya kahkahasını duysaydın, anlardın. Yeniden gülümsemesini görmeyi ve kahkasını duymayı o kadar arzuluyorum ki. Bir şekilde herşeyi düzeltmek istiyorum. Arzuluyorum, arzuluyorum ve arzuluyorum. Ve sonra ağlıyorum...

Bütün bu evlenme bahsinden ve annesinin ısrarlarından bıkmıştı. Bahçeden geçti, annesinden ve getirdiği adaylardan nasıl kurtulabileceğini düşünmek için sessiz bir yer buldu. Evlenmesi için başının etini yiyen, kimsenin sevmediği, entikacı bir anneyle, Julianna Skeffington istediği hayatı yaşaması için tel bir umudu olduğunu biliyordu: tamamen ve geri dönüşü olmayacak şekilde itibarını mahvetmek.

Hem böylece Nicholas DuVille'i aklından çıkarabilirdi.

Aslında içinde aşk saklıyı okuyordum ve yana yakıla Nicholas DuVille'in de hikayesini keşke çevirmiş olsalar diye kendi kendime söylenip duruyordum. Sonra ne olduysa ve nerden karşıma çıktıysa bir anda Miracles'in okuyucular tarafından çevrildiğini ve internette linkinin dolandığını gördüm. Her kim çevirdiyse artık onları tanımıyorum ama Pl1 ve Tantana nickli arkadaşlar olduğunu biliyorum, onlara nasıl bir hayır işlediklerini burdan dile getirmek istedim. Gerçekten benim gibi ingilizcesi çat pat olan biri için bulunmaz bir nimet şu çeviriler. Kendi başıma otursam okurum ama böyle kolay bir şekilde okuyamıyorum işte. Herneyse...

Judith McNaught - Düşler Krallığı (Westmoreland Saga #1)

Ekim 18, 2013 15 yorum:
Düşler Krallığı
Tür: Tarihi Aşk Romanı
Goodreads Puanı: 4.24
Orijinal Adı: A Kingdom of Dreams
Sayfa Sayısı: 416
Baskı Yılı: 3. Baskı 2009
Çeviri: Meryem Kutlu
Yayınevi: Epsilon Yayınları


Bir İskoç dükünün kızı olan Jennifer Merrick, 'Kurt' lakabıyla anılan İngiliz Claymore Dükü Royce Westmoreland tarafından manastırdaki okulundan kaçırılır. Dük, düşmanlarının yüreğine dehşet salan, adını duyan herkesin dudağını uçuklatan bir savaşçıdır, ama Jennifer de onun ününü umursamayacak kadar inatçı ve yürekli bir kızdır. Ailesine saldırmak üzere olan savaşçı kendisini tutsak aldığında, ondan kurtulmak için akıl almaz bir zeka kıvraklığı ve özgüvenle, küstah, alaycı ve yakışıklı düşmanını şaşkına çevirir.
Ancak onun güçlü kollarında aşkı bulduğu andan itibaren Jennifer için hayat; gururunun, ailesine karşı hissettiği vefa ve koruma duygularının, karşı koyamadığı bir aşkla çatıştığı tehlikeli bir tuzağa dönüşecektir...

Hayatım boyunca okumaktan sıkılmayacağım sadece birkaç kitap var ve Düşler Krallığı’da onlardan biri. Benim gibi her aşk romanına burun kıvıran, offf ne öyle yaa her yerde vıcık vıcık aşk, hiç aksiyon yok, hiç doğaüstü güçler yok, kitap dediğinin içinde muhakkak özel güçleri olan karakterler olmalı yoksa okumam diyenlerin düşüncelerini tepetaklak edecek bir kitap bu. Benim okuma şansına eriştiğim ilk Tarihi Aşk Romanı. İyi ki de okumuşum diyorum. Eğer okumasaydım sanırım bu kadar geniş yelpazeli bir kütüphanem olmayacaktı. İçinde sadece vampirlerin ve kurt adamların cirit attığı bir kütüphaneyi şuan düşünemiyorum bile. Aralara biraz İngiliz Şövalyeleri, İskoç Savaşçıları, Lordlar ve Klan Liderleri serpiştirilmeli. Ve sizde benim gibi kendinize bu yıl ya da bu sonbahar şu kitapları okuyacağım gibi bir liste yapıyorsanız kesinlikle ilk sıraya bu kitabı koymalısınız diyerek daha fazla uzatmadan konuya dönüyorum. :)

Judith McNaught - Sen Gelmeden Önce (Westmoreland Saga #3)

Ekim 16, 2013 Hiç yorum yok:
Sen Gelmeden Önce
Tür: Tarihi Aşk Romanı
Goodreads Puanı: 4.06
Orijinal Adı: Until You
Sayfa Sayısı: 408
Baskı Yılı: İlk Baskı 2005, İkincisi 2008
Çeviri: Duygu Uğur 
Yayınevi: Epsilon Yayınları



Sheridan Blomleigh'in çocukluğu bir at arabasında, babasıyla birlikte mutlu bir gezgin gibi Amerikan kasabalarını dolaşarak geçmiştir. Ancak on dört yaşına geldiğinde evde kalmış teyzesinin hoşgörüsüz eğitimi altına girmek zorunda kalır.
Varlıklı genç hanımlara eğitim veren bir okulda öğretmenlik yapmaya başladığında, öğrencilerinden Charise'in bir lordla evlenmek üzere İngiltere'ye gideceğini öğrenince, hayatında yeni bir sayfa açma umuduyla ona refakatçi olmayı kabul eder. Charise, gemide tanıştığı biriyle bir limanda inip ortadan kaybolunca, Sheridan, Londra'ya tek başına gidip Charise'in nişanlısına hesap vermek zorunda olduğunu düşünür.
Ancak Londra'da beklenmeyen bir olay olmuş ve Charise'in nişanlısı bir kazada yaşamını yitirmiştir. Kazaya sebep olan Lord Stephen Westmoreland, suçluluk duygusu içinde, limana açıklama yapmaya gelmiştir. Durumu Sheridan'a açıklamaya çalışırken, bir vinciin tadışıdığı ağır bir kargo genç kızın başına çarpar. Lord, kendini kaybeden Sheridan'ı evine götürüp doktoruna teslim eder.


Bu kitabı neden bu kadar uzun zamandır okumayı reddediyorum, elime almaya korkuyorum, ön yargıyla yaklaşıyorum bilmiyorum desem yalan olur biliyorum ama ön yargıyla yaklaşmamak gerektiğini bir kez daha öğrenmiş oldum. Judith her zaman ki gibi donatmış kitabı. Uzun çok uzun zamandır elime Judith kitaplarını almıyordum. Bu kadar uzun bir aradan sonra çok güzel bir başlangıç oldu. Bu ayı Judith ayı yapmaya karar verdim böylece. Her kitabını tekrardan okuyacağım ama bu sefer yorumlamaya çalışarak tabiiki.

Stephanie Laurens - Kalbimi Affettim (The Casebook of Barnaby Adair #1)

Ekim 12, 2013 Hiç yorum yok:
Tür: Tarihi Aşk Romanı
Goodreads Puanı: 3.90
Orijinal Adı: Where the Heart Leads
Sayfa Sayısı: 471
Baskı Yılı: 2009
Çeviri: Sevinç Yana
Yayınevi: Epsilon Yayınları



TUTKUNUN İÇİNDEN ÇIKILMASI GÜÇ MUAMMASI:
AŞK TÜM FİKİRLERİNİZİ DEĞİŞTİRMENİZE SEBEP OLABİLİR Mİ?
İRADENİZİ AŞKINIZA TESLİM EDER MİSİNİZ?
PEKİ YA KADER KAPINIZI GÜNAHLARLA ÇALARSA?

Daha da yakınlaşmaları kaderin bir buyruğuydu…
Öpüşmeleri sadece birkaç dakika içinde bariz bir kışkırtmanın ahlaksız düellosuna, kimin kimde daha fazla tutku uyandıracağına dair bir yarışa dönüşmüştü. Barnaby, kuşkusuz Penelope’den çok daha tecrübeliydi ancak genç kadında da şevk, heves ve yenilmeyeceğine dair -her masumda olduğu gibi- müthiş bir inanç vardı.
Bu, sadece fiziksel bir duygu değildi. Barnaby aynı zamanda paylaştıkları sevinç ve lekesiz zevkin, bütün hayatı boyunca, bilmeden peşinde gezdiği olası bütün hazlardan daha rafine ve daha güzel olduğunu, hepsinden üstün geldiğini de biliyordu.
Genç kadına daha sıkı sarıldı. Onu bulmuştu bir kere, asla bırakmayacaktı.
O, hayat yapbozundaki eksik parçaydı; Barnaby eksik parçayı da bulduğuna göre bundan böyle hayatı uyumlu bir bütünlüğe kavuşacaktı.
Artık Penelope’siz bir hayat tasavvur edemiyordu. Böyle bir olasılık yoktu.
İşte bu yüzden ânın gerektirdiği ahlaksız ve sınırsız gerekliliğe itaat ediyordu. Sanki Penelope tek kurtarıcısı, arzularını söndürecek tek tatmış gibi...



Kitabın konusu çok hoş fakat yinede elimde süründü resmen bu kitap tam 1 hafta da bitti. Yazarın dilini beğenmedim. Artık çeviriden mi kaynaklı yazarın uslubumu bu şekilde bilemiyorum ama akıcı değildi. Cümleleri gereksiz yere uzatılmış, gereksiz süslemeler yapılmıştı. Buda biraz anlam karmaşası yaratmış. Ayrıca geçişleri de anlaşılmıyordu. Penelope'yi okurken bir anda bakmışsınız ki yazar Barnaby'e geçmiş ve bahsedilen düşünceler Penelope'nin değil Barnaby'ninmiş. Hal böyle olunca o paragrafı tekrar tekrar okuyorsunuz. Elimde bu kadar sürünmesinin nedenlerinden biride bu.

Alıntı: Karen Marie Moning - İntikam Ateşi (Fever #3)

Ekim 10, 2013 Hiç yorum yok:

Tür: Fantastik
Goodreads Puanı: 4.37
Orijinal Adı: Faefever
Sayfa Sayısı: 413
Baskı Yılı: 2012
Çeviri: Aylin Kalav
Yayınevi: Epsilon Yayınları (4. ve 5. Kitapları Artemis yayınevinden.)


Tehlikenin farkında mısınız?

ONLAR her yerdeler!

MacKayla Lane, kız kardeşi Alina'nın intikamını almak için Dublin'in tehlikeli sokaklarında canı pahasına mücadele ediyor.

Dokunan herkesin korkunç şeyler yaptığı bir kitabın peşinde, Kelt efsanelerine konu olan yaratıklarla savaşıyor, değişiyor ve yetişkin bir kadına dönüşüyor.

Etrafındaki kimseye güvenmiyor. Ne dizlerinin bağını çözen Fae Prensi Vlane'e, ne henüz ne olduğunu çözemediği Barrons'a, ne de kendisi gibi sidhe-kâhini kızları yöneten Rowena'ya.

Sadece intikamı, yitirdikleri ve dünyanın kaderi için savaşıyor. Ve oldukça da sağlam dövüşüyor.

Kabul ediyorum. Hiçbir zaman ağır veya değil spoiler içermeyen alıntılar yapamayacağım. Ben kitabı okuduktan sonra her zaman hoşuma giden sahneleri paylaşıyorum. Haliyle aralarından sadece bir kaç cümle çıkartıp koyunca da o sahnenin hiçbir anlamı kalmıyor. Çünkü alıntı sadece o cümle için değil o sahne içinde anlamlı ve eğlenceli oluyor. O yüzden eğer okumaya karar verdiyseniz, spoiler içeren alıntılarla karşılabilirsiniz. Tüm bunları kabul ederek "devamını oku"ya basmanızı tavsiye ederim. :)

Yorum: Karen Marie Moning - İntikam Ateşi (Fever #3)

Ekim 10, 2013 Hiç yorum yok:
İntikam Ateşi
Tür: Fantastik
Goodreads Puanı: 4.37
Orijinal Adı: Faefever
Sayfa Sayısı: 413
Baskı Yılı: 2012
Çeviri: Aylin Kalav
Yayınevi: Epsilon Yayınları (4. ve 5. Kitapları Artemis yayınevinden.)


Tehlikenin farkında mısınız?

ONLAR her yerdeler!

MacKayla Lane, kız kardeşi Alina'nın intikamını almak için Dublin'in tehlikeli sokaklarında canı pahasına mücadele ediyor.

Dokunan herkesin korkunç şeyler yaptığı bir kitabın peşinde, Kelt efsanelerine konu olan yaratıklarla savaşıyor, değişiyor ve yetişkin bir kadına dönüşüyor.

Etrafındaki kimseye güvenmiyor. Ne dizlerinin bağını çözen Fae Prensi Vlane'e, ne henüz ne olduğunu çözemediği Barrons'a, ne de kendisi gibi sidhe-kâhini kızları yöneten Rowena'ya.

Sadece intikamı, yitirdikleri ve dünyanın kaderi için savaşıyor. Ve oldukça da sağlam dövüşüyor.



Bir Fever kitabı daha bitti. Kan ateşini okuyanlar kitabın nasıl bir sonla bittiğini biliyorlardır. Okumayanlar için ise nasıl bittiğini söylemeyeceğim tabii ki fakat bu yazarın insanı çıldırtan sonlar yazdığını söyleyebilirim. İntikam Ateşi’nin bitişi ise ayrı bir felaketti. 3. Kitabı okuduktan sonra 1 sene boyunca 4. Kitap çıksın diye çıldırmıştım, çünkü yazar kitabın sonuna şu cümleler ile noktayı koymuştu.

Harry Potter Tag

Ekim 09, 2013 1 yorum:
 

Vampirellanın Güncesi'nde çoook öncelerden görüpte katılmak istediğim bir etkinlik vardı. Ama işte o zaman blog açmayı düşünmediğim için etkinliğe şöyle bir göz attıktan sonra sayfayı kapatıvermiştim. Şimdi artık çok geçte olsa elimde böyle bir fırsat varken, Vampirella'nın sorularını yanıtlamadan edemedim. İşte buyrun bunlarda benim cevaplarım. :)


Kitap Kurtlarının Dövme Çılgınlığı

Ekim 09, 2013 Hiç yorum yok:
Dövme çılgınlığı herkesi olduğu gibi kitap kurtlarınıda sarıyor haliyle. Dövmeleri sevmeyen ben bile, okuduğum kitaplara özel dövmeler varsa hemen yaptırmak istiyor(d)um.

Molnija ve Zvezda işareti gibi...

 

Etkinlik: Göz Temalı Kitap Kapakları

Ekim 09, 2013 Hiç yorum yok:
Koskoca kitap kapağına sadece tek bir göz koymanın manası nedir anlamış değilim bir türlü. Bana her zaman ürkütücü gelmiştir o kapaklar. Elime bile almak istemem öyle bir kitabı. Sadece tek bir göz nedir? Madem 'göz' kullanmak istiyorsun kapakta, göster şöyle azcık kaşı burnu falanda bende elime alacağım zaman kitabı elimde sanki kocaman bir 'göz' tutuyormuş gibi bir hisse kapılmayayım. Şu kapaklara bakar mısınız cidden. Sizce de ürkütücü değil mi?





*Bana göre en ürkütücü olan şu iki kapak. :/ Hele ikincisi çok iğrenç böööö....

Elizabeth Hoyt - Bir Aşk Masalı (Princes Trilogy #3)

Ekim 09, 2013 Hiç yorum yok:
Bir Aşk Masalı
Tür: Tarihi Aşk Romanı
Goodreads Puanı: 3.88
Orijinal Adı: The Serpent Prince
Sayfa Sayısı: 384
Baskı Yılı: 2011
Çeviri:  Seden Gürel 
Yayınevi: Pegasus Yayınları


ŞEYTAN MELEKLE KARŞILAŞTIĞINDA
Taşra kızı Lucy Craddock-Hayes sakin geçen hayatından oldukça memnundur. Ta ki yaralı bir adamla çıplak bir yaralı adamla karşılaşıp masumiyetini sonsuza dek kaybedinceye kadar.

ONU CENNETE DE SÜRÜKLEYEBİLİR
Vikont Simon Iddesleigh düşmanları tarafından ölesiye dövülmüştür. Şimdiyse onlardan intikamını almakta kararlıdır. Ancak Lucy onu sağlığına kavuştururken genç kızın kendisine gösterdiği dürüstlük bitkin duygularını altüst eder ve ikisini de yakmakla tehdit eden bir yangını tutuşturur.

CEHENNEME DE
Genç adamın onuru Lucyyle birlikte olmasını engellerken düşmanları sevdiği kadın için bir tehdit oluşturmaya başlarlar. Simon düşmanlarıyla olan savaşını sürdüredursun, Lucy de Simonın ruhunu kurtarabilmek adına verdiği savaşı elindeki tek silahla kazanmaya çalışmaktadır: Aşkı...



Bir aşk masalı, güzel başladı güzel bitti ne diyebilirim ki. Her masal gibi bu masalda mutlu bir sonu hak ediyordu.  Sonunda Simon -karısına deli gibi aşık ve diğer erkek kahramanlar gibi sevmekten ve evlenmekten korkmayan ve sırf bu yüzden çok severek okuduğum Simon :) - huzura kavuşabildi. Ne yaptıysa kıyamam sevgisinden yaptı.

Brenda Joyce - Bir Avuç Aşk (deWarenne Dynasty #6)

Ekim 08, 2013 Hiç yorum yok:
Bir Avuç Aşk
Tür: Tarihi Aşk Romanı
Goodreads Puanı: 3.96
Orijinal Adı: The Prize
Sayfa Sayısı: 624
Baskı Yılı: 2011
Çeviri: Özgü Çevik 
Yayınevi: Pegasus Yayınları 


TUTSAK EDİCİ, GÜÇLÜ BİR AŞK İÇİN NASIL BİR DEĞER BİÇERSİNİZ?

“Denizlerin belası” olarak ün salmış Britanya Kraliyet Donanması Kaptanı Devlin O’Neill, babasını vahşice öldüren Kont’tan intikam alma arzusuyla yanıp tutuşmaktadır. Malını mülkünü elinden aldığı Eastleigh Kontu’nu neredeyse tamamen yıkıma uğratmış olmasına rağmen, son büyük darbeyi indirmek için doğru zamanı kollamaktadır. Kont’un güzeller güzeli Amerikalı yeğeni ortaya çıkınca gerçek bir intikam fırsatı yakalamış olur.

Virginia Hughes doğup büyüdüğü ve büyük bir sevgiyle bağlı olduğu çiftliği Yaban Gülü’nü borçlarından kurtarmaya kararlıdır. Amcasının, gerekli parayı kendisine vereceği ümidiyle İngiltere’ye doğru tek başına yola koyulur. Ancak yolun yarısında Devlin O’Neill tarafından kaçırılır. Genç ve güzel Virginia, fidye elde etmek için tehlikeli bir oyuna girişen Devlin’in soğuk ve çıkarcı kalbini de ateşe atmak üzeredir.


Sonunda bitti kitap! Devlinden nefret ede ede okudum bitirdim kitabı. Virginia'yıda hiç sevmedim açıkçası. Devlin nasıl kullandı durdu kızı insanda hiç mi vicdan olmaz hiç mi merhamet olmaz sen kalk ilk önce kızı kaçır sonra onunla birlikte ol sonrada işini halledip kardeşine artık sen evlenebilirsin Virginia ile iznim var de kızı birde bu şekilde kullan yetmedi birde 5-6 ay sonra geri dön kızı alıp amcasına götür fidyeni öde yeğenini anca o şekilde geri alabilirsin de oda yetmez tabii Devlin'e kızı birde orda burada metresi olarak tanıt!! Ve daha neler neler!

Maya Banks - İskoçyalı'nın Kollarında (McCabe Trilogy #1)

Ekim 06, 2013 Hiç yorum yok:
İskoçyalı'nın Kollarında
Tür: Tarihi Aşk Romanı
Goodreads Puanı: 4.08
Orijinal Adı: In Bed with a Highlander
Sayfa Sayısı: 354
Baskı Yılı: 2012
Çeviri: Miray Çınar
Yayınevi: Koridor Yayıncılık


Mairin Stuart, yatağının kenarındaki taş zeminde diz çökmüş bir şekilde dua ediyordu. Eliyle boynundaki deri kolyenin pürüzsüz yüzeyinde gezdirdi. Küçüklüğünden beri ezberlediği kelimeleri fısıldayarak her zaman yaptığı gibi bitirdi duasını. "Lütfen, Tanrım. Beni bulmalarına izin verme."

Ewan McCabe kazanmaya ant içmişti. Savaş çanları çalıyordu. Bütün klan onun emrindeydi ve Ewan ona ait olanı düşmanlarından almaya hazırdı. Ta ki bir gün ruhu masmavi gözlerinde hapsolmuş, simsiyah saçlı bir kız oğlunu kurtarıp bir anda hayatını değiştirinceye kadar. Mairin, Ewan'ın klanı için bir kurtuluş olabilirdi fakat yıllarca intikam ateşiyle yanıp tutuşan bir adamın nazarında durum göründüğünden farklıydı.

Kralın gayrimeşru kızı olan Mairin uzun zamandır dış dünyadan uzakta. bir manastırda yaşıyordu. Ancak evlendiğinde sahip olabileceği zenginlik yüzünden kaçırıldığı gün başına gelecek felaketten habersizdi. McCabe'in adamları onu kurtarmış olabilirdi fakat bu aynı zamanda en büyük korkusunu da uyandırmıştı: Ewan McCabe ile evlenmek zorunda olmak... Ona direnirken aslında kendi arzularına da direndiğini fark edecekti.


Kitapları konularına bakmadan okumaya bayılıyorum! Böylece benim için daha heyecanlı hale geliyor herkese tavsiye ederim valla. Zaten bir kitabı sevip sevmeyeceğim ilk 20 sayfasında belli olur. O zamana kadar dikkatimi çekmemişse elimde dolanır durur o kitap. İskoçyalının Kollarında’yıda bu şekilde okumaya karar verdim ne arka kapak ne konusu ne yorumlara baktım. Bunu okumalıyım dedim ve aldım elime kitabı. Bu yüzden kızı Lord Cameron kaçırınca aralarında bir aşk doğacak diye beklemedim de değil hani. Hal böyle olunca kızı öldüresiye dövmesine hem bir türlü anlam veremedim hem de ilerde kendisini nasıl affettirecek diye hayaller kurmamda işin cabası oluyor sanırım.

Debbie Macomber - Küçük Mucizeler Dükkanı (Blossom Street #1)

Ekim 05, 2013 2 yorum:
Küçük Mucizeler Dükkanı
Tür: Çağdaş Roman
Goodreads Puanı: 4.01
Orijinal Adı:The Shop on Blossom Street
Sayfa Sayısı:  480
Baskı Yılı: 2011
Çeviri: Ozan Aydın
Yayınevi: Martı Yayınları


Kitapları bütün dünyada 140 milyondan fazla satan ve birçok dile çevrilen Debbie Macomber, yürek ısıtan romanlarıyla şimdi de Türkiye'de..

"Artık o eski tasasız kız değilim. Yaşadığım her günün değerini biliyorum. Çünkü hayatın ne kadar değerli olduğunu öğrendim... Hiçbir şeyi, özellikle de hayatı hafife almaz oldum. Artık hiçbir günümü boşa geçirmiyorum. Çektiğim acıların karşılıklarının olduğunu öğrendim..."

Hayatın içinden dört güçlü kadın...
Küçük mucizeler, büyük umutlar
Ve dostluğun iyileştirici gücüne dair sımsıcak bir hikâye...
Bu kitapta mutlaka kendinizden bir şeyler bulacaksınız!


Güzel, tatlı, şeker yumağı gibi, sevgi dolu ama aynı zamanda da aksilik üstüne aksilik dolu bir kitaptı. Sonuna kadar kaç defa gözlerim doldu ağladım ağlayacak halde kendimi zor tuttum bilmiyorum. Böyle dram okumayı falan sevmiyorum ya ben çok çabuk kaptırıyorum kendimi sonrada bir bakmışım ağlıyorum falan :(. Ama sonunun mutlu sona bağlanması beni de çok mutlu etti. En azından bu şekilde herkes kitabın sonunda mutlu oldu diye kendimi tatmin edebiliyorum. 4 kadının hayatında geçen olayları kaleme almış yazar. Öyle güzel kurgulamış ki hepsi hayatında ki sorunlarını birbirlerine destek olarak -fark ederek veya etmeyerek- çözümlemeye çalıştırlar. Kötü kaynana profilinde ki karakteri çok sevdim. Bir yanlış anlama ve inat uğruna koca senelerini kaybetmiş kocasıyla. Ama her şeye rağmen çok gururluydu. İçinde yaşadığı git-gelleri okumak çok keyifliydi benim için.

Michele Sinclair - İskoçyalı'nın Gelini (McTiernay Brothers #1)

Ekim 02, 2013 Hiç yorum yok:
İskoçyalı'nın Gelini
Tür: Tarihi Aşk Romanı
Goodreads Puanı: 4.00
Orijinal Adı: The Highlander's Bride
Sayfa Sayısı: 290
Baskı Yılı: 2011
Çeviri: Ebru Maraşlı
Yayınevi: Koridor Yayıncılık  


“SORUMLULUKLARINDAN ASLA VAZGEÇMEYEN

İskoçyalı Lord Conor McTiernay ebedi aşkın varlığına inanır ama kendisini unvanı ve toprakları için isteyen kadınlar, evliliğe sonsuza dek tövbe etmesine neden olmuştur.

Ve bir gün adamları kaybolmuş bir İngiliz kızı bulup onun huzuruna getirir. Üstü başı dağılmış ve kir içinde olsa bile Laurel Cordell bir peri kadar güzeldir. Gerçekte bir gönülçelen mi yoksa Conor’un uğruna tüm dünyayı feda edecek kadar çok seveceği bir kadın mı olduğunu ise zaman gösterecektir.

TUTKUYLA BAĞLANMAYA HAZIR

Laurel, İskoç Lordu’nun onu, zulmünden ancak kaçarak kurtulabildiği lorddan koruyacağına inanmıştır. Gri gözlerinin derinliklerinde hem bir savaşçı hem de tutkulu bir adam gördüğünü hissettiği ilk andan itibaren hem de. Onlar ihtiraslarını keşfederken, kapılıp gittikleri bu yeni aşk Laurel’in geçmişiyle tehdit edilir…



Bu sefer elime bir önce okuduğum kitaptan esinlenerek İskoçyalı’nın Gelinini aldım. Kitabı ilk okurken ki düşüncem tam olarak şuydu “Aman Allahım! Ben bu kadar ismi karıştırmadan nasıl aklımda tutacağım!! Conor, Colin, Cole, Craig, Crevan, Conan ve Tanrı yardımcım olsun ki Clyde! Sanırım unutmamak için bunları not almalıyım bir kenara.” Neyse ki çok fazla adları geçmedi de rahatladım.   

Kitap gerçekten çok güzeldi. Laurel harika bir kadın karakterdi zaten. Her zaman böyle cesur ve zeki karakterleri okumaya bayılıyorum. Kadınlar pasif olunca hiçbir anlamı kalmıyor sanki kitabın. Bana göre, cesur ve zeki olmalılar, istedikleri şey için savaşmalı, erkeklerine karşı istediklerini yaptırabilmek için de aşırı inatçı olmaları gerekir. Onların inatçılığı olmazsa, erkeğin her dediğine boyun eğerse o zaman ne anlamı kalıyor ki okumanın. Onları yola getirmelerini ve inatçılıklarından adamı perişan etmelerine bayılıyorum. İşte o zaman zevki çıkıyor kitabın. Adamlar ne yapacağını bilemez hala geliyorlar ve o dağ gibi yıkılmaz savaşçıların, bir kadın karşısında ne yapacağını bilmez bir hale gelmesi gerçekten çok eğlenceli olabiliyor. Laurel de tam istediklerimi verdi bana.

BLOG DESIGN BY KRİSTALKİTAP